LEYLAYA SELAM (4) - Muharrem Delibaş

[küntagsu]

“Şafaklar yırtılır sen aşkla baktığın zaman
Gökler kumaş olur gözünde biçilir
Lal dudağından âb-ı hayat içilir
Efil efil eserken rüzgârlar yüzüme
Ah deyip de can bedeni terk ettiği an”

Merhaba; vazeçilmezim, merhaba
Hiçbir yerde değer biçilemezim
Acı şu halime, bir yol geliver
Gir gönül evime, er bu sevgime
Barıştır beni kendimle, buluştur seninle

Gel sevdiğim gel, istediğin gibi
İster şefkatinle, ister haşmetinle
Olanca heybetinle, büyünle gel
Bütün tasarrufların makbuldür
Yeter ki sen ol; ister kaderime
İster kadehime, gönlünce dol!

Doğ bahtıma güneş kıskansın
Yağ ömrüme yağmur ıslansın

Gel zarafetinle, taravetinle periler gibi
Çiçekler konsun başına kuşlar gibi
Beyaz bulutlar gelinliğin olsun
Kara bulutlar damatlığım,
Tanıksız olsun sevdam şiirinden öte
Ol mavi gökler kıysın, zehirli nikâhımızı

Gel yâr, gel; gönlümdeki, gözümdeki yâr
Kahrı sineme perçinleyen hayali emanet yâr
Bilesin ki dünya bana sensiz nasıl da dar!

Sen öyle güzelsin ve güzelliğin öyle yerleşti ki
Azaplı nurlar yağdırıp sermest ettiğin gönlüme
Ve sonsuz karadeliklere saldığın ruhum
Sığar mı artık muştulu cennete, buzlu cehenneme?

Gel de sen gel, buruk kalbimin kanında dolaşan
Her bir zerreme lazer gibi ulaşan sarmaşık
Ölümsüz adının şiirini kalbimde okumaya
Örseli gönlümde aşk libasını gözlerinle dokumaya
Nakış nakış, gergef gergef örmeye
Güzelliğinin zekâtını vermeye
Sana bakan gözlerimde açan çiçekleri dermeye
Allah’ın sanatı güzelliğini gönlüme sermeye
Bu âşığını son deminde bir kez görmeye
Aşk kimyasının gizlerine ermeye gel.
Gel de sen gel!

İster gece, ister gündüz gel
Bendeki sen gitmeden gel
İnce gülümseyişinle, beni küçümseyişinle
Sevginle, gül yüzünle gel

Büyü gözlerimde, yıldızlara uzan güzelliğinle
Ben küçüleyim zerren olayım ışığının
Damarlarında dolaşan, damlası evrene bedel
Kanının akyuvarları olayım, müstesna canının
Fedaisi benim gör işte; sözcükten silahlarım,
Dizelerden hisarlarım, şiirlerden kalelerim
Kirpiklerinin ucunda vatanım
Aşkının kıyısında yurdum…

Yâr, yâr! Umutla biçtiğim atlas libasları
Nice nice Hint kumaşlarını hiçe sayan yâr
Gözlerimdeki nükleer reaktörü görmeyen
Günü birlik geziler gibi aşkınla kör gönüllere
Görkemli ülke mücevheratını bir bir döken
Kıskançlık kıskacında yüreğimi söken yâr……

Gel yine de sen gel…
Yeter ki sen gel çıldırtan huyunla.
Beni bende bırakıp da söndürtme yıldızları
Sana sal deli kalbimi, al; yerlere çal!
Sal beni senden yana;
Savur bağrımı sana sana

Küllerimden tutuşur nice yıldız
Gözlerinde buluşur gül ile nergis
Yaslı hicranların bağrında yaşarken
Kavuşursak feleğin kanadını kırarız biz

Gücüne gitmesin ol gani Huda’nın
Söylettiğin bunca kahırlar, sitemler
Yaralı yüreğimde kök salan dipsiz sevdanın
Leylasını görmek için okuyanlar bu şiiri
İçsinler tılsımlı suyunu kadim doğanın.

En kuytuda kalan kır çiçeklerinin hatırı için
Yüce dağlarda esen rüzgârlar misali
Es bağrıma yâr! En kuru rüzgârın da olsa
Görsün gözlerim en azından gölgeni!

Es de sen es yâr! Umuduma ver yeni bir nefes
Ve bir ses ver ses! Güzelliğinin başı için
Çaresiz, umarsız kalmışım işte hiçliğin sınırında
Koma beni sensizlik çarmıhında

Dola sözlerine,
Hapset gözlerine,
Tut beni
At en derin hücrene
Uyut beni, …….

muharrem Delibaş ( 1-3 Nisan 2016- 30 Ocak 2021)

[Sonsuzhuzur]

Yüreğinize sağlık hocam gerçekten çok güzel olmuş kaleminize sağlık.

[küntagsu]

Teşekkür ederim, şiiri okumakta gösterdiğiniz sabır ve iltifatınız için.

[halilesen]

Gönlünüzdeki tüm vuslat hasretlerini, uzak aşk acısını ve sair sevgiliye yalvarmalarınızı o an elinizdeki kalem ile kağıda çağlamışsınız, yüreğinize sağlık.
Şiirinizin az evvel söylediklerim sebebiyle içindeki pek çok güzel mısra, onun uzunluğu arasında kayboluyor gibi geldi. Bir de sanki şiirinizi aynı konu, fakat gidişatındaki üslup geçişleri sebebiyle iki ayrı şiirin birleşimi gibi duruyor ki ikinci kısmı daha sağlam gibi geldi yahut klasik. Şiirin ilk kısımda icaz olma hali yok sayılmış. Bu benim okurken biraz canımın sıkılmasına sebep oldu. Lakin şiirinize olan alaka ve hürmetim sebebiyle bu hissiyatta fazla oyalanmadım.
Şiirin haşmeti o kadar büyüktü ki bu şiirden üç dört şiir çıkabilir. Ayrıca ilk bendi neden tırnak içine aldığınızı merak ettim. Şiirinizi okurken bir yerinde, sahnede bu şiiri okunduğunu ve oturdukları koltuklarında sessizce dinleyen insanları tahayyül ettim.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık, şiiriniz daim olsun.

[küntagsu]

Bu şiir, aslında bir serinin 4. şiiridir. Kağıt kalemle üretilmiş, sonradan düzeltilmiştir. Tüm büyük şair kabul edilen şairlerin çoğu şiirinde her bendin etkisi ve gücü aynı değildir. Bazı bölümler diğerlerine nazaran zayıftır. Bu şiirde de bazı bölümlerin parlak bölüm ya da dizelerin yanında solgun kalması tabiidir. Ama hepsi yüreğimden kopan yankıların tezahürüdür; aynı içtenliği taşır.
Müzikte usta sanatçılar icra edilecek eserden önce eserin özelliğine göre "açış" yaparlar. Ben de- usta olmasam da- serinin diğer şiirlerine de tırnaklı açış yapmış, bunları paylaşmamıştım. Bu kez paylaştım. Yani tırnağa alınmış dizeler de naçizane bana ait. Şairlik yönüm için teveccühünüz için de gönül dolusu teşekkür ederim.

[halilesen]

Başlıktan anlamam icap ederdi, affedersiniz.
Rica ederim.

[küntagsu]

Estağfurullah, özürlük bir durum söz konusu değil.

[kimkişairola]

Doğ bahtıma güneş kıskansın,
Yağ ömrüme yağmur ıslansın.
Şiiriniz baştan sona derinlere daldırıp boğmayan bir şiir olmuş. Fakat bu kısım bende ayrı bir etki yarattı. derin bir nefes almadan devam edemedim eserinize.
Muhteşemsiniz. Yüreğinize kaleminize sağlık.

[küntagsu]

Onore eden iltifatınız için çok teşekkür ederim. Sizin de gözlerinize ve yüreğinize sağlık.