Kendisinden Academy Award® sahibi vizyoner diye bahsedilen Jordan Peele tarafından 2019 senesinde çekilen orijinal ismiyle US filmi, Türkçe Biz filmi korku/gerilim türündeki bir sinema filmidir.
Evvela şunu söylemek lazımdır ki film bir korku filmi değildir. Her ne kadar korku/gerilim kategorisinde sunulsa da filmi bu hevesle seyretmek sizi hayal kırıklığına uğratır. Birçok kimsenin Biz filmi, daha çok bilinen ismiyle US filmini bu hevesle seyrettiği için menfi bir film yorumunda bulunduğunu görebilirsiniz. Film korkudan irte iyi bir kompozisyon ve içine gerilim katılmış tezli, fakat gerçeklikle muvazi olmayan bir filmdir.

Korku/Gerilim | 1 Saat 56 Dakika | 2019
Başrolerinde Lupita Nyong’o, Winston Duke, Elisabeth Moss ve Tim Heidecker gibi isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosuna sahip Us filminin yorumuna ve detaylarına geçmeden evvel söylemek lazımdır ki spoiler, yani ip uçları sizi rahatsız ediyorsa, filmin içini dışını öğrenmek tadınızı kaçıracak ise evvela filmi seyrediniz. Her bir detaydan bahsedilmeyecek olsam da finali ve bazı mühim noktalara değinilecektir.
US / Biz Filmi İnceleme, Yorum ve Analizi
Biz filminde adeta gözümüze sokulan bazı detaylar var. Mesela her sahnesinde olmazsa olmaz 11.11 sayısı. Filmdeki tüm kompozisyon bu sayıdan ibaret desek yanlış bir ifade olmaz. Bu, Hristiyanlığın kutsal kitaplarından biri olan Yeremya kitabındaki 11. bölümdeki 11. ayete işarettir. Şöyledir: “Bu yüzden Rab, ‘Kaçıp kurtulamayacakları bir yıkım getireceğim başlarına’ diyor, ‘Bana yakarsalar da onları dinlemeyeceğim.”
Filmde de buna bir gönderme olarak yardım çığlıkları duyulmamakta veya anlaşılmamaktadır. Hatta ilk sahnelerde elindeki karton kağıtta Yeremya 11.11 yazan bir adam görünmektedir. Göndermelerin gizli olması gibi bir şart yoktur, fakat bu kadar bağıra bağıra ifade edilmesi biraz garip geliyor.
Diğer gönderme ise Amerika’da 1960’larda evsiz insanlar için yapılan ve neticesine ulaşamayan bir yardım kampanyasıdır. Bu kampanyanın sembolü olan el ele tutuşma ile oluşan insan zinciri filmde ön planda bulunmaktadır. Öyle ki filmin adı, yani US, ABD’yi ifade ettiği gibi, bir sahnedeki “Siz kimsiniz?” sorusuna “Biz Amerikayız.” diye cevap verilmektedir.
Filmin konusundan evvel göndermelerinden bahsettiğim için affedin. Lakin filmi değil, bunları seyrediyormuş gibi bir hissiyatın da mevcut olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Film, 1986’da çocuk iken ailesiyle doğum gününde gittiği bir lunaparkta ailesinin yanından ayrılan Adelaide‘in, sahilde tabelasında Kendinizi Bulun yazan içi aynalarla dolu çadıra girmesiyle başlar. İçeride bir anda elektrikler gider ve tekrar geldiğinde kendisini aynaların içinde kaybolmuş bulur. Yolunu bulmağa çalışırken bir aynanın önünde durur. Arkasına döndüğü vakit yansıma dönmediğinde onun bir yansıma olmadığı anlaşılır. Bu hadiseden bir müddet sonra Adelaide bulunduğunda konuşamamaktadır. Bu tabii gelse de sebebi finalinde ortaya çıkmaktadır.
Günümüze vardığımızda Adelaide’ın kocası ve iki çocuğu vardır. Bir gün tatil için çocukluğundaki o lunaparkın ve sahilin bulunduğu yere yakın bir beldedeki yazlıklarına giderler. Kendisi hiç istemese de kocasının ısrarlarına dayanamayıp sahile gitmeğe razı olur. Çok tedirgindir, küçük çocuğunun bir anlık ortadan kaybolması içine korku doldurur.
Yazlık evlerinde bir gece vakti bahçelerinin ötesinde dört kişilik bir ailenin el ele tutuşup onlara baktığını görüyoruz. Yine on bir on bir. Korku içinde kalırlar. Kocası Gabe, dışarı çıkarak onları uyarır, lakin cevap vermezler. Polisi ararlar, lakin anlaşılmazlar. Gabe tekrar dışarı elinde bir sopa ile çıktığında dağılırlar ve eve hücum ederler. Boğuşma ve kaçışma irtesinde onlara teslim olmak mecburiyetinde kalırlar. Görülen şudur: Birkaç nazari değişiklik haricinde onlarla tıpatıp aynıdırlar. Adelaide sorar: “Siz kimsiniz?”
Ellerinde büyük bir makas olan ve onlara saldıran bu kimseler daha sonra öğrendiğimiz üzere bir nevi klon, kopya veya bağlı denen kimselerdir. Anlaşıldığı üzere bunlar insanları kontrol etmek için, tahminen hükumet tarafından, oluşturulmuş bir projenin parçasıdır. Yerin altında yaşıyorlar. Yaptıklarıyla yerin üstünde olanları yönlendiriyorlar veya tam tersi. Lakin altta olanların sadece çiğ tavşan yemesi gibi bir mantığa aykırılık vardır. Birçok tavşan bulunmaktadır. Artık terk edilen bir program olduğu anlaşılan bu yeraltı bağlı insanların hüviyeti senaryo açısından sağlam değildir.
Ellerinden kurtulmağı başarırlar ve dostları olan ve aynı beldede tatil yapan Tyler ailesine sığınmak için gittiklerinde onların da tıpkı kendilerine benzeyen bağlılar tarafından öldürüldüğünü görürler. Lakin eve doğru çekilen aile, onlar ile boğuşur ve kopyaları öldürür. Yola koyulduklarında bağlılardan binlerce olduğu görülür. Bir nevi isyan başlatmışlardır. Yaşamak sırasının kendilerine geldiğini söylerler. Şehri çeviren ve dağları aşan bir insan zinciri oluştururlar.
Biz filminin finalinde asıl ile bağlı arasında hikayeyi tamamlayan bir konuşma geçer. Bağlının ve aslının birbirini bulmasını, o plajdaki hadiseyi anlatır. Şöyle olmuştur: o aynalı çadırda bağlı olan aslını oraya hapsetmiştir ve onun yerine geçmiştir. Yani klon olan aslının yerine geçmiştir. Çocuğun başta konuşamamasının sebebi budur. Bakıldığında filmdeki hiçbir bağlı konuşamamaktadır. Sadece onun kopyası konuşabilir ki konuşacak kimse olmadığından zorlandığını görebiliyoruz. Diğer bir işaret de Adelaide’nin film boyunca yer yer soğuk ve bazen tam konuşamamasıdır. Ayrıca bazı sahnelerde de buna işaret edilen birçok hal ve hareketin mevcudiyetini finalden sonra kavrayabiliyoruz. Mesela bir bağlı çocuk öldüğünde üzülmesi, öldürürken ruhtan yoksun olması gibi birçok ince detay var. Tamamen finaline oynanmış bir film diyebiliriz. Bu açıdan film yorumunuz finalde nihayetleniyor.
Biz filminde yer altındakiler üsttekileri yönlendiriyordu. Lakin yer değişince yukarıda onun yaptığı her şeyi asılı yapmak mecburiyetinde kaldı. Filmin finalinde iyi olanın aslında kötü, kötünün de salt kötü olmadığını ve mağdur olanın kendisi olduğu gösterilmektedir. Yönetmen burada kafaları karıştırıyor.
Ayrıca senaryodaki bu yeraltı dünyası ve bu proje tam bir bağlama sahip değil. Birçok şeyi nasıl temin ettikleri, oranın neden plajda olduğu gibi birçok soru cevapsız kalıyor. Neticede tatminlik ile tatminsizlik arasında, tatminsizliğe yakın bir konumda bulunuyorsunuz. Özellikle yönetmene Türk korku filmlerinden nasıl ses ile korku verilir, bir öğrenmesini tavsiye ederim. Filmin en başarısız olduğu kısmı, bize göre, müzik seçimi veya kurgusudur. Müziğin bir yerden sonra rahatsızlık verdiğini söylemeliyim.

Film yorumunu okuduktan sonra filmi seyretmek isteyenler için aşırı ayrıntılardan kaçınmaya çalıştım. Lakin söylemek lazımdır ki Biz filmi biraz yeknesak bir film, yer yer sıkabiliyor. Yönetmen Jordan Peele sanki bir deneme çekimi yapmış gibi. Lakin buna karşın yüksek bütçeli ve tatmin edici bir sinematografiye sahip. Senaryodaki mantık hataları ve birçok soruyu cevapsız bırakması sizi Köpek Dişi gibi bir film olduğu için değil, gerçekten eksiz bir film olduğu için rahatsız edebilir. Lakin seyrettiğinize pişman olmayacağınızı da düşünüyorum. Buna karşı Biz filmi izlenilebilecek, hatta olarak indirimli fiyatıyla satın alınabilecek, kiralanabilecek bir filmdir.
US filmine puanım: 6,6/10
Elbette mühim olan sizin ne düşündüğünüzdür. Siz Us veya Biz filmini, nasıl diyorsanız, beğendiniz mi? Jordan Peele filmlerini nasıl buluyorsunuz? Lütfen aşağıdaki yorumlar kısmında fikirlerinizi benimle paylaşmaktan geri durmayınız.
Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.
Yorumlar (0)
Yorum Yaz