Cem Yılmaz‘ın Netflix‘in sunduğu yeni eseri olan Do Not Disturb filminin veya alt adıyla Ayzek ile Bir Gece filminin spoilersız incelemesi ile karşınızdayım. Ayzek kimdir diye soranlar için kısaca hatırlatmak lazım gelirse, Yine Cem Yılmaz’ın Kara Komik Filmler 2’nin birinci bölümünde ana karakter olan gemi çalışanıdır. Do Not Disturb filminde ise salgın zamanı işsiz kalmış, bir nevi depresyonla mücadele ederek zamanını geçirmiş ve nihayet bir otelde işe girmiştir.
🎬 Do Not Disturb: Ayzek ile Bir Gece
Do Not Disturb filminin konusu az evvel de dediği gibi pandemi döneminde işsiz kalmış, hayata tutunabilmek için motivasyon konuşmalarına kafayı takmış Ayzek’in, annesini bir arkadaşının kızı vasıtasıyla girdiği bir otel işindeki ilk gecesini anlatmaktadır. Film günümüzde değil, yine Koronavirüs zamanında veya biraz daha sonrada geçmektedir. Dolayısıyla filmde o devrin artıklarını da görüyoruz.
Filmin gidişatını sipoiler’sız olarak bir çırpıda anlatacak olursam: Annesinin kızının aracı olduğu arkadaşının birbirileriyle onları evlendirmek düşüncesine karşın kendisinden çok daha genç olan ve aynı yerde çalıştığı kızla arasında geçen gerilim ve ondaki gelgitler ile; otelde konuk olan intiharın eşiğinde bir profesör ve kendini deftere kaydettirmeyen salgından dolayı hapisten tahliye edildiği anlaşılan bir adam ile aralarında gelişen muhabbet; kendisine denk gördüğü ama işleri bir noktada çirkinleştiren nöbetçi eczanedeki mağduriyeti; dahası esasında daha uzun süreye sahip bir Kara Komik Filmler’den biri.
Şahsen Cem Yılmaz’ın umumi olarak pek beğenilmeyen eserleri olarak gösterilebilen Kara Komik Filmler benim bir yerde hoşuma gitmiş ve onları seyretmekten zevk almıştım. Lakin onlarda olduğu gibi, aynı tema ve işleyiş şeklinin devam ettiğini ve bunların komedi filmleri olmadığını, daha çok kara komedi yapılmağa çalışıldığını belirtmek lazım. Kara Komik Filmler şekil sebebiyle süreleri normal uzunluktaki bir filmin yarısıdır. Tabii olarak daha icaz bir yapıdaydı ve pek sıkmıyordu. Ayzek ile Bir Gece filminde ise bir yerde yeknesaklık yüze vuruyor ve insanı sıkabiliyor; beni sıktı. Lakin Cem Bey’in eserlerini çok defa sevdiğimden benim için problem oluşturmadı; pek çoğunuz için de oluşturmayacağını düşünüyorum. Dahası bazı yerlerde okuduğum üzere bir kafa karışıklığı da yaşamadım. Ayrıca bir iki yerde dahi yaşattığı tecessüs hoşuma gitti.
Birçok defa dediğimi tekrar etmek gerekirse eğer Cem Yılmaz’ın Kara Komik Filmler’ini sevmişseniz Do Not Disturb filmini de seversiniz; şahsen film benim hoşuma gitti; fakat kabul etmek lazım gelir ki birçok defa dikkatimi başka bir yere yönettiğim zamanlar da oldu. Lakin Ayzek’in karakter yapısı gereği hal ve hareketlerini ve filmin diğer unsurlarını (elemanlarını) buna katınca ziyadesiyle keyif alınarak izlenebilecek, izlenip geçilecek ve büyük ihtimalle sonrasında en azından bir müddet geriye dönüp bakılmayacak bir film olduğunu düşünüyorum. Benim bu filme vereceğim puan 6.4/10 olur.
The Banshees of Inisherin İncelemesi
Peki asıl mühim olan siz ne düşünüyorsunuz? Filmi seyrettiniz mi veya izlemeği düşünüyor musunuz? İzlediyseniz anlattıklarıma ne raddede katılmaktasınız? Sizin Do Not Disturb filmine vereceğiniz puan ne olur? En sevdiğiniz sahne neydi? Birçok kimse gibi siz de Cem Yılmaz’ın raydan çıktığını mı düşünüyorsunuz, yoksa bir şeyler denemesi benim gibi hoşunuza gidiyor mu? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşmaktan geri durmayın; üzerine tartışalım.
Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.
simgesine dokunun, seçenekler listesinde aşağı kaydırın, sonra Ana Ekrana Ekle’ye dokunun.
Görsel olarak ve oyuncu oerformansları konusunda bence çok başarılıydı ama çok fazla övülecek bir tarafı şeyde değil gibi.
Yorumunuz için teşekkür ederim. Katılıyorum, Cem Yılmaz standartlarını ziyadesiyle koruyarak kaliteli eserler ortaya koymağa gayret ediyor.
Olayın akışına bakacak olursak çok akıcı bir film değil ve sürekli aynı mekanda geçmesi filmi bağlamdan koparmış sürükleyiciliğini almıştır burada ki asıl hata senaryoyu yazan kişin monofonundadır
Evet, dediklerinizi filmde çok defa doğrulamak mümkün. Ben bunu genel olarak KKF serisi içinde görüyorum, o minvalden bakında yeni bir Kara Komik Film’i seçilse bu da bir bölümü olsa ve süre ona göre olacağından daha icaz olsa belki başka bir sonuç ortaya çıkardı. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Saçma sapan bir senaryosu var. Ne olduğu belli değil. Hayal mi görüyor, gerçek mi her şey birbirine karışmış.
Tamam kara mizaha kaymış bunu anladık yani sanat için sanat yapıyor.
Neden komedi ustaları kariyerlerinin ikinci kısmında kara mizaha kayar hiç anlamam.
Yanlışlıkla bir hapı profesöre verdiği için kendinden geçiyor; zira karakter ağır rahatsız. 🙂
Hocam, bana göre birinci filmin genişletilmiş, biraz yorucu ve (Ayzek’in ruhsal durumunu bildiğimiz için) şaşırtmayan versiyonu. Karakomik Ayzek’i bilmesek yorulmaz ve ters köşe olurduk ama bildiğimiz için yordu ve pek şaşırtmadı. Oyunculuklar ise başarılıydı.
Yorumunuz için teşekkür ederim. Katılıyorum. Üstelik onun psikolojisi üzerinde gemide çalıştığı zamanların sirayetini görmek de bence çok güzel gönderme olmuştu. Dediğim gibi sanki normal film süresinde olsun diye icaza hiç uğramamışlar ve işi uzatmışlar. Bence şizofreni sahneleri daha başka olabilirdi.
bu film ve karakomik serisinde devamlı olarak göze çarpan anti-kahraman olayı ile ilgili bir yazı yazmak istiyordum ki hala istiyorum. filmi başarılı bulmayanlar ya da olağan bir cem yılmaz filmi sananlar olmuş. “tek mekan”yapısı ve güncel kişisel gelişim olaylarıyla freudyen teoriyi içinde barındıran, başka bir cem yılmaz işi görmemiştim. muhtemelen komedisiyle olmasa da psikolojik gerilimiyle yapılmış en iyi işlerden.(bizim ülke genelinde)