Mutluluk veya orijinal ismiyle Bliss filmi, yönetmenliğini ve senaristliğini Mike Cahill‘in yaptığı bilimkurgu türündeki 2021 yapımı Amazon Orijinal filmidir.
Bu yazımda mutluluğun ne olduğunu sorgulamak alt başlığına sahip olan ve mutluluğun hatırlanacak mı yoksa yaşanılacak bir şey mi olduğunu düşündüren Bliss filmini mümkün olduğunca spoilersız bir şekilde inceleyeceğim.
2021 | Bilim Kurgu, Dram | 1 saat 43 dakika | İzleyin: Amazon Prime Video
Başrollerinde Salma Hayek, Owen Wilson ve Madeline Zima isimlerinin yer aldığı oyuncu kadrosuna sahip Bliss veya Mutluluk filminin konusu, iki çocuklu ve eşinden boşanmış bir adam olan Greg için işler kötüye giderken karşısına çıkan Isabel’in buranın gerçek dünya olmadığını ve bir simülasyonun içinde olduklarını söylemesi üzerine peşine takılarak gittiği serüveni anlatır.
Mutluluk / Bliss Film İncelemesi, Eleştirisi ve Yorumum
Gerçekle hayalin, kurguyla hakikatin birbirine karıştığı film için evvela söylemek lazım ki büyük bir anlaşılmazlık var; gerçek dünya Isabel’in içinde bulunduğu tüm felaketlerden arınmış olan dünya mı, yoksa o dünya için şükretmemiz adına oluşturulan ve simülasyon zannedilen, Greg’in içinde bulunduğu dünya mı? Ya tüm bunlar gerçek ve Grag bir simülasyonun içinde sıkıştı, ya Greg bir akıl hastası, bir şizofren ve tüm bunlar onun kafasında. Bana ikincisi daha kuvvetliymiş gibi geliyor. Fakat filmde her ikisinin de mümkün olduğu ile alakalı birçok karine mevcut ve film bize bu konuda bir yol göstermiyor.
Bliss filmi, içinde barındığı alt başlıklarla kendince zengin bir film. Lakin bunları işleyişi ve bunların neredeyse akla gelmeyecek kadar arka planda kalması onları adeta kıymetini azaltıyor. Mesela evsiz insanlar, hummalı iş hayatı, insan ilişkilerindeki dengesizlik falan. Tekrar edeceğim gibi bunlar çok gerilerde işlendiği veya bir aksesuar gibi durduğu için bir kıymet kazanmıyor.
Dahası filmde çok iyi bir romantizm de veriliyor, fakat bunun etkili bir şekilde verilebildiğini düşünmesem de esasında müthiş bir üzüntüyü yansıtmaktadır.
Filmin oyuncu performansları mümkün olduğu kadar iyiydi ve bazen abartılı bulsam da beğendim. Senaryosu kararında bir şekilde sürükleyici ve bu konuda yer yer yeknesak bir hal alsa da sıkmıyor. Fakat az evvel saydıklarım sebebiyle vasıfsız bir şekil alıyor. Teknik açıdan daha iyi olsaydı filmi taşıyabilirdi dediğim tek şey daha etkili olmasını istediğim müzikleri olurdu.
Filmde gerçek veya simülasyon dünyanın bunaltan renklerle, hayal veya gerçek olan dünyanın da canlı renklerle gösterilerek baş karakterimizin içinde bulunduğu havayı bir nebze başarılı bir şekilde tasvir edilmektedir. Aslında aksiyondan arındırılmış bir şekilde izlendiği zaman fevkalade bir dram da olabilir.
Genelde bir filmi seyretmeden önce fragmanı seyretmeği tercih etmem, çünkü film nasıl olursa olsun spoiler yemek istemem. Elbette bu o filme de bağlıdır ve nerede seyrettiğime. Bliss filminde sonradan gördüğüm kadarıyla fragmanı çok yanıltıcı bir şekilde sunulmuş. Bundan maksat aynı bir komedi filminde filmin en komik sahnelerinin fragmana alınarak tüketilmesi gibidir.
Bunu tüm platformlarda görmek mümkün, elbette burada da görüyoruz. Bir filmin sinema için hazırlanması ile YouTube’a video yükler gibi film yüklenen bu platformlar için filmlerin hazırlanması bir olmuyor. Lakin bu bir istisna veya genelleme yapılmayacak ve mahzur görülmeyecek bir şey.
Şahsen ben filmin vermek istediği mesajı veya hissiyatı başarılı bir şekilde verebildiğini düşünmüyorum. Çünkü bu mesajın ve satır arasında anlattığı birçok şeyin filmdeki her an beklenen aksiyonun veya merakın çok gerisinde kaldığını düşünüyorum. Daha orijinal ve daha etkili bir senaryo ile başarabilirdi. Belki, yine diyeceğim, müzikleri daha iyi olsaydı ve hikayeyi iyi bir şekilde destekleseydi hakkında daha başka konuşulabilirdi. Sanki ortaya karışık bir şeyler yapmak istenmiş gibi karışık duran ve seyirciyi muallakta bırakan bu filmi yine de izlenilecek ve üzerine düşünülebilecek çerezlik bir film olarak görüyorum; izlemek isteyenleri tutmam ve ısrar da etmem.
Bliss / Mutluluk filmine puanım: 6/10
Peki sizin düşünceleriniz ne yönde? Simülasyonları veya akıl hastalıklarını konu alan filmleri sever misiniz? Bu konulardaki favori filminin hangisidir? Sizce bu Prime Video filmi, Mutluluk filmi, olmuş mu? Seyrettiniz mi veya seyretmeği düşünüyor musunuz? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşmaktan çekinmeyiniz.
Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.
Bence de film olarak olmamış ama felsefesi çok sağlam. Spoiler içeren bir yorum olacak. İkinci gerçeklikte (veya birinci) insanların güzel, cennet gibi bir dünyadan keyif alamadıklarını, bu nedenle kusurlu dünyada, smilasyonda kötülüğü deneyimleyerek iyinin kıymetini fark etmeye çalışmaları makul bir teori. Dünyanın yaratılış nedeni bu olabilir. Hegel’in, kendini bilmek için kusurlu bir versiyonunu antitez olarak var eden ve sonra iki durum arasında sentez yapan Geist kavramının insani versiyonu gibi. Brain box diye bir ürün çıksa, en çok Türkiye’de satılır muhtemelen. Gençlerin 20 yıl öncesine dair neredeyse hiç bir şey bilmiyor oluşlarına çözüm olabilirdi. 🙂
Hahah, evet. Böyle bir teknoloji var olsa en çok bizde kullanılacak olması muhtemel. Kıymetli yorumunuz için çok teşekkürler.
🙂 Kesinlikle!
bence yaşadığı her iki hayatta simülasyondu. Simülasyonlar arası gidip geldi. bence bu filmin devamı var.
Evet, filme bakınca bu teori daha gerçek duruyor. 🙂 İkinci film hakkında herhangi bir paylaşım görmedim, lakin filme konulan tepkiye karşı devam ederler mi, bilemiyorum. Keşke aklınıza gelen fikir onların da aklına gelseydi. Biz de o vakit çok farklı ve etkileyici bir film izlemiş olurduk. Kıymetli yorumunuz için ayrıca çok teşekkür ederim.
Eğer öyleyse harika olur doğrusu
1 yıl sonra izlediğim için üzülüyorum elbette. puanım 8/10
Film merak uyandırıcıydı.
Tek anlamadığım patronu ölüyor. Filmin sonunda yaşıyor. o an ki gerçek hayat bence rüya evi dediği de bilgisayarla girdiği yer. fakat gerçek dünya da da güçleri olması falan değil yanıltıcı karmaşık🥴
Bilemiyorum, biraz ondan biraz bundan, hem o hem bu oldüsun tarzında bir yapımdı. Patron bahsini hatırlamıyorum. Dahası dikkat ettiyseniz ilk sahnelerde de o hayatın sahteliğine karşı cüzdanın (başka bir şey de olabilir) görüntüsü gidip gelmişti. Karmaşıktı. Daha sade olsaydı, bence daha çok sevilirdi. Yorumunuz için teşekkür ederim.