İçeriğe geçmek için "Enter"a basın
O Belde
O Belde'ye Hoş Geldiniz
Kültür sanat, fikir ve edebiyat topluluğumuza katılın. İştirak edebilmek ve daha fazla özelliğe kavuşmak için giriş yapın.

Dini Eleştiren Anne! Filminin Eleştirisi

Bu yazıda başrollerinde Jennifer Lawrence, Javier Bardem, Ed Harris ve Michelle Pfeiffer isimlerinin yer aldığı ve Darren Aronofsky tarafından yazılıp yönetilen 2017 yapımı Mother! veya Türkçesiyle Anne! filminin eleştirisi ile karşınızdayım.

🎬 anne! / mother!

darren-aronofsky-mother-anne-filmi-elesitirisi-mother-anne-filmi-yorumu-mother-anne-filmi-incelemesi-mother-anne-filmi-analizi-oyunculari-mother-anne-filmi-konusu
Jennifer Lawrence   anne!   2017   Dram

Ritüel

Anne filminin konusu uçsuz bucaksız bir ormanın ortasında, dört yanı ağaçlarla çevrili büyük bir evde yaşayan meşhur bir şair ile onun genç karısının etrafında döner. Bir gün evlerinin kapısında hiç tanımadıkları, lakin şairin büyük hayranı olduğunu öğrendikleri bir adam belirir. Şairle adam haşır neşir iken evin hanımı hoşnut değildir. Derken adamın karısı gelir, ardından çocukları büyük bir kavga içinde bulunurken evi ziyaret eder ve kardeşlerden biri diğerini öldürür.

Şair bir çocuğu ölen, diğeri de katil olan adama gidecek başka yerleri olmadığından taziye için evlerini açar. Lakin kalabalık aile ilerleyen saatlerde sapıtır. Evi tarumar ederler ve birçok ahlaksızlıkta bulunurlar.

Herkes gittiğinde ve bir zaman sonra sular durulduğunda Şair’in karısı hamile kalır. Dahası bu haber üzerine Şair ilhamına kavuşur ve yeni kitabı için kolları sıvar. Kitabı çıktığında hususi bir kutlama yapmak maktasıyla kadın güzel bir sofra hazırlar.

Lakin Şair’in hayranları onu ziyarete gelmiştir. Ona hayrandırlar ve büyük bir sevgi besliyorlardır. İşte bu noktadan sonra hadiseler hikayenin aslını, dahası tanıdığımız bir manzarayı oluşturuyor. Şairin hayranı olan bu kalabalık, fırkalara bölünür. Şair namına ve ona olan sevgilerinden gruplaşıyor, savaşıyor, ölüyor ve öldürülüyorlar.

Tüm bu yıkımın irtesinde hayranlarıyla vakit geçirirken olayların farkında olamayan Şair, evi mahvolan ve artık kurtulmak için dışarı çıkmak isteyen karısının sesini nihayet duyar ve onu en başta kıymetli bir eşyası ilk misafiri tarafından kırıldığı için kilitlediği odasına alır. Çocuk doğar. Lakin bu esnada her şey sessizliğe bürünür.

Kalabalık Şair’e çeşitli yiyecekler ve elbiseler hediye eder ve çocuğu görmek isterler. Lakin Anne, buna müsaade etmez. Şair ise sabırlı bir şekilde bekler. Anne yorgun düşüp artık dayanamayacak hale gelerek uyuduğunda Şair, çocuğu alıp kalabalığa takdim eder.

Ortaya çıkan manzara evvela büyük bir coşku iken çocuğun öldürülmesi ve parçalanıp etinin yenilmesi ile devam ederken Anne çıldırır. Ardından kalabalık onu darp edip öldürmek ister, lakin şair buna müsaade etmez. Ancak Anne kendini bodrum katındaki benzin varillerinin olduğu odaya atmağı başarır. Dahası tüm evi alevlere bürüyecek ve her şeyi yok edece patlamağı gerçekleştirir. Neredeyse kül olan ve hiçbir kimsenin canlı kalmadığı evde sadece Şair kurtulur; hem de tek çizik almadan. Sonra yanmış karısını alıp içinden kalbini, sevgisi çıkarır ve her şeyi baştan başlatır.

darren-aronofsky-mother-anne-filmi-elesitirisi-mother-anne-filmi-yorumu-mother-anne-filmi-incelemesi-mother-anne-filmi-analizi-oyunculari-mother-anne-filmi-konusu
Javier Bardem ve Jennifer Lawrence | Anne! filmi

Zannedersem hikayenin size çağrıştırdığı Yaradan ve Dünya ilişkisi malumdur. Orman hiçliği veya kainatı, Şair ilahı, kadınsa evle ayrıca ruhi bir bağı olduğu için Dünya’yı temsil etmekte. Eve ilk gelen aile ilk insanlar olarak Hz. Adem ve Havva; dahası çocukları, onların nesli. Ardından doğan çocuk Hz. İsa’dır. Lakin kalabalık çocuğu el üstünde gezdirirken niçin “Allahü Ekber” nidalarının atıldığını anlamış değilim. Hayır bu olay bizzat Hristiyanlığı anlatırken din düşmanlığı aynı zamanda İslam düşmanlığına da mı bürünüyor yahut zoraki bir alakanın kurulması için mi İslam’a atıf yapılıyor? Belki de bunların hepsi.

Aslına baktığımızda dünyadaki bozgunun, felaketlerin, savaşların ve katliamların Tanrı namına yapılıyor oluşunun eleştirisi orijinal bir fikir değil. Pek çok defa okuduk ve dinledik. Lakin bu filmle bunun ayrıca etkili bir şekilde betimlendiğini düşünüyorum. Bu açıdan film zevk verici ve özellikle ikinci yarısından itibaren heyecan verici bir görsel şölen sunuyor. Elbette bu eleştiriler genelde Avrupa ve Hristiyan toplumlarında yetişmiş olan insanlara ait oluyor ve bizler de onların penceresinden hadiselere bakıyoruz.

Şair, kitabının herkes tarafından çok sevildiğini ama herkes için farklı şeyler çağrıştırdığını, herkesin farklı şeyler anladığını söylüyordu. Dahası bunun üzerine raydan çıkan kalabalığa yine de müdahalede bulunmuyor, ona olan sevgilerinden besleniyormuş gibi davranıyor ve hakikatte onların gitmelerini istemiyordu. Burada sanki tüm o yıkıma Şair izin veriyormuş, aksini istemiyormuş; yıkımdan, kaostan ve hepsinin ardında ona olan muhabbetten besleniyormuş gibi. Tüm bunların içinde Anne’nin ta ki son ana kadar stres içinde ve hiçbir şey yapamadan hadiseleri izlemesi de dikkate şayan.

Şimdi burada ilk cinayet sonrası taziyeye gelen insanların kovulmasını Nuh Tufanı’na, gizli bir yerden kurbağanın çıkması, bilmem, doğurganlığa kadar, burada saymakla yetersiz kalınacak kadar, her sahne Yaratıcı ve Dünya ila alakalı bir mecaz içermektedir. Bunlar inanmayan insanlar için Allah’ın var olma düşüncesini dahi kendilerince tatmin edici bir izahı ortaya çıkarmaktadır. Başlıkta da değindiğim üzere bir din düşmanlığı üzerine, dini bir fikriyatın sebep olduğu yıkımı eleştirmek için çekilmiş ve bu sebepleri Yaratıcı’ya atfetmiş bir film.

Burada şunları da söylemem lazım gelir: İslami bir şekilde düşünecek olursak eğer Allah’ın insanı imtihan için bu dünyaya gönderdiğini ve tabiatında buna peyk olarak bir nizama göre işlediğini göz önene alırsak film hezeyanda bulunmakta. Diğer yandan Allah’a mecazi dahi olsa bir eş ve tabii cinsiyet atfetmek, onu insani bir zaaf içinde düşünmek hiç doğru değildir. Asıl yıkımı Allah’ın emirlerini ilimsiz ve kendi menfaatince uygulayan ve ondan büsbütün uzaklaşan insanların oluşturduğunu da unutmamalı.

anne-2017-mother-filmi-elestirisi-analizi-incelemesi-yorumu
Jennifer Lawrence | Mother! filmi

Sonuç olarak Anne, insanlığın doğuşundan dünyanın kendini yok edişine kadarki sürecin mecazi bir şekilde panaromasını sunan, bunu yaparken İlah, din ve insanlık algısını eleştiren bir Darren Aronofsky filmi. Dahası sinematografisinden oyuncu performanslarına, ne izlendiğinin farkında olunmak şartıyla, izlemekten zevk alınabilecek ve seyredilmesi tavsiye edilecek bir film.

Sadece Anne’nin stresi ve tedirginliği aktarmak için hususiyetle filmin ilk yarısında ani korku ihtilaçlarının ortaya çıkması bazen seyir zevkini bozuyor gibi dursa da oradaki metaforun da amaca hizmet ettiğini söylemek yanlış olmaz. Benim anne! filmine puanım:

Değerlendirme: 7 / 10.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Anne veya Mother filmini seyrettiniz mi veya izlemeği düşünüyor musunuz? Nasıl buldunuz? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında benimle paylaşmaktan geri durmayınız. Yorumlar kısmında film hakkında konuşmağa devam edelim.

Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.

Yorum Yaz Paylaş
Paylaş:
GoogleHaberler

Yorumlar (0)

Yorum Yaz
Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorumu yapan olmak ister misiniz?

Yorum Yazın

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz; lütfen gerekli bilgileri giriniz; e-postanız asla yayımlanmaz.

Beldemize daha yakın olmak ve daha gelişmiş bir tecrübe için uygulamamızı kurun; herhangi bir uygulamadan çok daha hafif ve güvenli. Şimdi değilYükle
O Belde Uygulamasını Edinin
O Belde uygulaması
Başlamak için iOS paylaş simgesi simgesine dokunun, seçenekler listesinde aşağı kaydırın, sonra Ana Ekrana Ekle’ye dokunun.