Bu yazıda hem vefat eden aktör Chadwick Boseman’a büyük bir veda, hem serinin devamı olarak karşımıza çıkan, dahası Ryan Coogler ve Joe Robert Cole tarafından yazılan ve yine Ryan Coogler’ın yönetmenliğinde çekilen Marvel’ın yeni filmi Black Panther: Yaşasın Wakanda filminin spoilersız incelemesi ile karşınızdayım.

İlk sahneler Chadwick Boseman’ın canlandırdığı ve bizlerin evvelki filmlerde Black Panther olarak gördüğümüz Kral T’Challa’nın arka planda ölüm döşeğinde olduğu ve onu kurtarmak için kardeşinin tüm teknolojisi ile çabasını görmekteyiz. Neticede biliyoruz ki kurtaramayacaktı. Sonrasında Wakanda geleneklerince cenaze merasimi yapılır ve tahta annesi Kraliçe Ramonda geçer.
Dahası kraliçe, katıldığı uluslararası bir toplantıda Wakanda’nın kaynaklarını paylaşmak politikasının değiştiğini, asıl tehlikenin o odadaki devletler olduğunu söyleyerek vibranyumu çalmak için gelen ama etkisiz hale getirilmiş bir timi tutuklu vaziyette oraya getirterek herkese gözdağı verir.
Elbette vibranyumun ehemmiyeti anlayan, başta ABD olmak üzere, ülkeler süratle Wakanda dışında bu madenin arama çalışmaları sürdürmektedir. Dahası yeni geliştirdikleri bir makine ile bu çabalarını sürdürürlerken okyanusun dibinde vibranyumu bulmağı başarırlar. Fakat hiç beklemedikleri ve hiç karşılaşmadıkları bir tür düşmanın saldırısına uğrarlar.
Bunlar denizin dışında mavi renkte görünen ama esasında sudayken oradaki oksijeni derileriyle soluyabilen bir nevi mutasyona uğramış insanlardır. Hikayeleri ise, ayaklarında kanatları bulunan hem suda yaşayıp hem uçabilen ve çok daha yavaş yaşlandığı için çok uzun zamandır yaşayan ve bu şekilde diğerlerinden farklı olan kralları Namor’un anlattığına göre, çok çok önceden bir grup insan bir bitkiden ilaç yapar ve kurtuluş için onu içtiklerinde suya muhtaç olurlar, dahası insanüstü bir güce kavuşarak denizin derinliklerinde kendilerine bir medeniyet inşa ederler.
Daha sonra Shuri’in akıl etmesi ile öğreniriz ki bu aslında kalp şekilli bitkinin de özünü içermektedir, hatta belki ta kendisidir. Namor ise bu şekilde doğan, daha doğrusu bu ilacın içildiği anda ana rahminde bulunan ve bir şekilde ayrıcalık sahibi biridir ve halkı tarafından bir lider, hatta tanrı olarak görülür.

Namor, suyu kullanarak gizlice Wakanda’ya girer ve kraliçeden vibranyumu hem korumak hem de yeryüzüne savaş açmak için yanlarında olmasını ister. Dahası bu yolla onları tehdit ederek Amerikalıların vibranyumu bulmak için kullandığı o aletin mucidini ister. Dahası amacı onu öldürmektir. Sonrasında kraliçe, komutanı ile kızı Shuri’yi ABD’ye onu bulmaları için gönderir.
Buldukları şey Wakanda destekli okulların birinde okuyan bir öğrencidir. Bahsi geçen makineyi de öğretmenleri ödev olarak vermişlerdir. Üstelik kendisi bir nevi Tony Stark’tır. Gibisi yok, kendisine bir Iron Man zırhı bile yapmıştır. Onu daha sonra da göreceğiz.

Elbette bu bilim kurgu ve bir nebze de olsa misalleri gerçek hayatta vardır, lakin küçük yaşlarda bir insanın olağan üstü bir şekilde zeki ve yetenekli oluşu, hatta 2 yaşında dahi bir makine yapabilmesi inandırıcı gelmiyor. Shuri de böyleydi. Belki yalnızca efsanelerdeki mübalağaya kaçan sözlerde görürüz.
Neticesinde Wakanda’nın yeryüzündeki ülkelerle değil, yer altından gelen gizli ama çok daha güçlü bir düşmanla savaşması gerekiyor.

Açıkçası Marvel filmlerini aksiyon ve CGI arsızı gençler gibi seyretmediğim için onların ifade ettiği gibi hikayenin durağan sürdüğü sahneler beni fazla sıkmadı. Lakin yine de hikayenin daha icaz olmasını istediğim anlar mevcuttu.
Son çıkan diğer Marvel filmlerinin yanında “çocukça” olmayan bir yapım olarak karşımıza çıkması, hiç yoktan belli bir seviyede seyretmesi salonda kendi aralarında konuşanları memnun etmese de beni hoşnut etti. İlk filmden daha iyi miydi, bahsine girmek çok zor, lakin Black Panther filmlerinin kendisine has dünyası olması sebebiyle devam filmi olarak yerinde olduğunu söylemek mümkün.
Black Panther: Yaşasın Wakanda filmine vereceğim puan 10 üzerinde 6.9 olacaktır.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Black Panther: Wakanda Forever filmini seyrettiniz mi veya izlemeği düşünüyor musunuz, nasıl buldunuz? Peki siz Türkçesiyle Yaşasın Vakanda demeği mi tercih ediyorsunuz, yoksa İngilizcesi ile Wakanda Forever mı? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında benimle paylaşmaktan geri durmayınız. Film hakkında tartışmaya yorumlar kısmında devam edelim.
Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.
Yorumlar (0)
Yorum Yaz