4 mesaj
 2616
Forum kuralları
Hikaye Paylaşma Kaideleri
Cevapla
#1 ·
Mesajlar: 12
Kayıt: 01 Ağu 2020, 09.34
Ad Soyad: erdil ünsal
Cinsiyet: Belirsiz
Konum: bodrum
Profil: Doğrulanmadı
X (namıdiğer Twitter): obeldeweb
Beğenildi : 4
“Ulaşım sıkıntısı”
Ankara’dan “Kadın ve çocuk tecavüzü” konulu toplantıdan dönüyorum. Ankara Havaş havaalanı otobüs durağından, Esenboğa havaalanına giden yolun uzunluğu 35 km. Bir havaalanı ulaşımı için 35 km. normal mesafe. Arabayla Zincirlikuyu’dan Yeşilköy Atatürk Havaalanına 2 saatte zor ulaştığımı hatırlarım. Yeni Istanbul Havaalanında bir perondan diğerine uluşmak için de sanki buggy araba gerekir. Uçuş peronuna ulaşım yolunu elinde valiz yürü koş zor iş. Geçenlerde uçağa yetişmek için topuklu pabuçlarımı elime alıp yürüdüm de elimdeki valizi nereye alacaksın. Zincirlikuyu’ya arabayla ulaşım da 3 saatimi aldı. Yol bu kadar uzun sürerse ne anlarım o zaman uçakla seyahat etmekten. Edirne’ye git orada bir gece konakla yeni havaalanına ulaş daha kolay olacak gibi.
Yeşlköy Atatürk Havaalanı uçuşlara kapanmadan Pazartesi günü 14.10 THY uçağı ile Ankara’dan Yeşilköy Atatürk Havaalanına geldim. Geldim de
topuklu pabuçlarımın ayağımı sıkması yanında, bavulumun tekerleklerinin terminal karoları üzerinde koro halinde çıkardığı tak..tuk..sinir bozan seslerine kulak vermemeye çalışıyorum.
Ankara’ya giderken arabamı teslim ettiğim havaalanı otopark vale standına ulaştım. Vale’den otomobilimi getirmesini rica ettim. Arabamı vale'ye vereyim emniyetli olur dedim. Kendim park ettiğimde park ettiğim kat ve park nosuna dikkat etmediğim zamanlar döne döne arabamı kapalı otopark içinde bulmaya çalıştığım birkaç olayımı hatırlıyorum. Şu kat ve otopark nosunu ya yaz ya aklında tutsana be hatun. 25 dakika oldu vale de araba da ortada yok. Hava sıcak mı sıcak. Biraz sonra vale ter içinde geldi.
Otomobilimin anahtarını 100 araba anahtarı asılı olan oda içerisinde zor bulduğunu söyledi. Havaalanına yakın TUYAP Fuarı açılış günü olduğundan kendi otopark kapasiteleri yetmediğinden Yeşilköy Atatürk havaalanı otopark kapasitesinden faydalanma talebi karşılanmış. Bu TÜYAP ın ekstra otopark talebi karşısında vale arabamı kapalı otopark içinde değil, havaalanı çıkışında yonca viyadük kenarına açık havaya koyma durumunda kalmış.
O tak.. tuk ses yapan ayakkabım ve bavulumun tekerlek sesinin sinirimin katsayısı üzerinde baskısı devam ederken yine de, Vale’ye ağır konuşmamaya dikkat ettim.
Arabaya bindim araba güneş altında kaldığından içi fırın gibi. Yüzümün karıncalandığını hissettim. Dikiz aynasına baktım terden rujumun rengi kaybolmuş. Rimellerim göz altına değil, çene altına doğru akıp kurumuşlar. Aynadaki halim bir felaket. Havaalanı çıkışı bir sorun. Toplam 20 dakika oldu ben hala havaalanı sınırları içerisindeyim. Yeşilköy Atatürk havaalanından henüz çıkmış değilim ve ömür törpüsü trafiğe daha karışmadım.

Girdim trafiğe önüm arkam yanım sağım solum sobe aramızda bir TIR eksik bütün kapalı açık kamyonet, hususi taşıtlar bir arada. Motorsikletli olanlar şanslı aradan geçip gidiyorlar. Otomobil içindekiler ellerinde cep telefonları ile ya eve ya da toplantıya geç kalacaklarını bildiriyorlar. Arada, sürücü öndeki sıranın ilerlediğini farketmediğinde, arkasında bulunan araba içerisinde olup elinde telefonu olmayan gözü sıranın ilerlemesini bekleyen sürücü anında yürüsene be kornasını kibarca devreye sokuyor. TEM otoyolu İkitelli civarında (çoğu yandaş medya) medya binaları allı pullu görülmeye başladı. Önlerinden ağır ağır geçen değil durarak ilerleyen taşıt resmi geçidini, sanki müstahaksınız dayanın Istanbul tırafiğine der gibi bir tavır içerisinde büyük reklam panoları ile bizleri selamlamakta.Bu arada geçenlerde gördüğüm bir karikatür aklıma geldi. Mezartaşı yazısı şöyle, “Istanbul trafiğinin düzeldiğini göremeden gitti.” Asgari 3 çocuk değil, günde asgari 3 araba trafikten men edilmeli.
İkitelli civarında taşıt akışında birtelli bile bir ilerleme yok. İlerleme hareketi bekliyorum. Açık olan yan koltuk pencere hizamda kasası kapalı bir kamyonet durdu. O da trafikte ilerleyememe mağdurlarından biri. Motoru hır…. hır sesler çıkarıyor. Benim açık yan camımdan kamyonetin yan kasa duvarında gülen bir inek resmi ve dilini de çıkarmış bana doğru bakıyor Istanbul trafiğinde karşılaştığım zor koşullara kendimi alıştırma eğitiminin bu kaçıncı safhası yine de kendime empati yaptım. Sevimli inek gülüşü içimi hafifletti. Hadi ben altımda lüks bir otomobil işim keyfim yerinde. O trafiği aşıp malını müşteriye yetiştirme peşinde olanları düşündüm. Babalarının kamyonetine binmiyorlar herhalde. Ekmek parası peşindeler siparişe varıncaya kadar ekmek paralarının yarısı trafiğe terk.
Bu sırada o kadar ağır giden trafikte birden önümde yarım araba mesafeye burnunu kibarca sokmaya çalışan bir kamyonet. Arkasına yazmış “Hatalıysam 0 532 444 00 00 ı arayınız. Altında da sıkıysa arayı da bir yazı ile desteklemekte.” Her zorluğa karşın, her ortamda kendine bir mizah olanağı yaratan bu ülke insanların dışında başka bir ülkede yaşayamayacağımı düşündüm. Ancak, içinde bırakıldığımız durum aklıma gelince de geçkin yaşımda bile kalkıp başka ülkeye gidesim geliyor.Gideceğim ülke buradan farklı mı olacak sanki. Baksana ABD de yine ırkçılık hortladı gidecek ülke de kalmadı ki.
Dikiz aynasına gözüm kaydığında, kurumuş limellerimin yüzümü kapladığını fark ettim. Baktım trafik iyice durağanlaştı. Bir de CB 100 arabalık konvoyla bir yere gidiyorsa TEM de yatıya kaldık demektir. Anneannem derdi. “1960 yıllarında, trafik böyle değildi. Boğaz ve Ada vapurlarında semt sakinlerinin hepsinin yerleri vardı. Nüfus çok azdı ve kimse kimsenin yerine oturmaz. Kadıköy-Fenerbahçe arasında tramvaylar işlerdi.”
Yorgunluktan ve sinirimden ayağım şişmiş topuklu pabuçların ikisini birden hemen ayağımda çıkardım. Çıplak ayak gaz, debreyaj ve fren oh be.. ne rahatmış. Gaz pedalı iyi de debreyaj ayağıma sert geldi ayağım pedaldan kayıp duruyor.
Bu kez önümde başka bir kamyonet peydah oldu. Arka plaka altında sallanan lastik panosunda,”Sarışın olsun 5 sene sonra olsun.” bir kamyoncu tekerlemesi yazıyor. Bu ülke nasıl kadın tecavüzünü azaltsın. Kendi kafasının içindeki düşünceyi bir de kamyonetin arkasına tabela olarak asmış. Bakınız bir de sarışın olmalıymış. Bul bir çakma sarışın 5 sene beklemene gerek yok. Güleyim mi sinirleneyim mi derken başımı çevirdim yan pencerem yakınında bir beyaz renk şık bir otomobil. Adamın boynu oldukça uzun olmalı ki yan penceremden içeri doğru uzattığı kafası yan koltuğu düştü düşecek. Hınzır adam ayaklarımı çıplak gördü ya bacaklarımın üst tarafının çıplak olup olmama durumu ile meşgul. Birden içimden,“ Ooo.. beyim madem bana bu kadar yakın olmak istiyorsunuz. Buyurun bırakın arabanızı yan cep refüj arasına hem trafikten bir araba eksilir. Gelin benim arabama neyi daha yakın görmek istersiniz.” diyesim geldi. Yan koltukta bulunan brojürü adamın penceresine doğru fırlattım.
Yeşilköy Atatürk havaalanından Zincirlikuyu’ya gelmem de iki buçuk saat aldı. Hemen arabamdan indim. Ortada otopark mafyası, Vale servisi olmayan bir sokakta tıka basa park etmiş arabalar arasında park ettiği yerden çıkmakta olan bir arabayı sinyallerimi yakarak bekledim. Araba çıkınca arabamı acele park ettim. Zincirlikuyu’dan ofisimin bulunduğu Hacı Osman’a gitmek için Metro’ya bindim.
Her an çay kahve ve kek servisi yapan klimalı Neoplan konforlu şehirlerarası bir otobüs, Ankara’dan Istanbul’a 3,5 saatte geliyor. Neredeyse evlere kadar da servis koyacaklar.TEM otoban yolu üzeri Ankara’dan Istanbul’a şehirlerarası otobüsle gelseydim Hacı Osman’daki işyerime üç saat önce varmış olacaktım.
Erdil Ünsal
Beldemize daha yakın olmak ve daha gelişmiş bir tecrübe için uygulamamızı kurun; herhangi bir uygulamadan çok daha hafif ve güvenli. Şimdi değilYükle
Kullanıcı avatarı
#2 ·
Mesajlar: 47
Kayıt: 04 Tem 2020, 00.13
Cinsiyet: Belirsiz
Profil: Doğrulanmadı
Beğenildi : 3
Yazı oldukça iyi bir dile sahip. Arkasinda bir yazı serüvenini barındırıyor. Zira bir uslüba kavuşmuştur. Modern dönemin sıkıntılarını gündeme getirmek amaçlı hikaye yazmak kolay iş değildir. Bazı kısımlarına çekilecek bir kaç ayar, bir iki ekleme ile dergide yayınlanabilecek hâle gelir. Özellikli 2 ayda bir yayınlanan Öykü dergisi var. Şuan tam hatırlayamıyorum. Hatırlarsam buraya eklerim. Yazılarınizın devamını merakla bekliyorum. İyi günlerde kalın.
#3 ·
Mesajlar: 12
Kayıt: 01 Ağu 2020, 09.34
Ad Soyad: erdil ünsal
Cinsiyet: Belirsiz
Konum: bodrum
Profil: Doğrulanmadı
X (namıdiğer Twitter): obeldeweb
Beğenildi : 4
Teşekkürler Öykü dergisi linkini merakla bekliyorum.
#4 ·
Mesajlar: 102
Kayıt: 03 Ara 2023, 18.45
Ad Soyad: Şule Topuz
Cinsiyet: Bayan
Konum: Adana
Profil: Doğrulanmadı
X (namıdiğer Twitter): obeldecom
Beğendi : 102
Beğenildi : 39
Fatma Karabıyık Barbarosoğlu'nun Otobüsnamesi'ni ve Feyza Hepçilingirler'in Sabah Yolcuları'nı hatırlattı bana da, yine yazın olur mu, o linki ben de merak ediyorum.
Forumda başlıklara cevap yazabilmek için kayıtlı ve giriş yapmış olmalısınız.
Cevapla
Paylaş: