Aynı klavye, şimdilerde baktığımda aynısı en ucuzu 450 liralardan başlıyor. Elbette o zamanın bazı standartlarına, mesela asgari ücrete, dahası bu zaman baktığımızda aradaki fark makul görülebilir. Lakin paramızın kıymetsizleşmesi her ne kadar bazılarında fırsat gibi görünse de esasında bizi çürüten bir vakıa. Fakat baktığımızda bu sadece bu zamanlarda olan bir şey değil. Bu hep oluyordu. Dergah dergisinin 1918'deki ilk sayısının kapağında şöyle yazar: Fiyatı 10 kuruştur. Şimdilerde 8 lira falan. Eski Türk romanlarına baktığınızda da birkaç lirayla bir ay geçinildiğini okuruz.
Her neyse... Maksadım yüzyıllardır memleketimizin başına bela olan enflasyona karşı bir tepki göstermekti. Hiç kimseyi savunduğum veya haklı gördüğüm yok, aksine bunda parmağı olan herkesi suçlu görüyorum.
Dahası o klavyeyi aldım.


İyi forumlar dilerim.