Çocuk Parkı - Semra EROĞLU

 2 mesaj
 950
Forum kuralları
Hikaye Paylaşma Kaideleri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
#1 ·
Mesajlar: 355
Kayıt: 30 Kas 2021, 13.34
Ad Soyad: Semra Eroğlu
Cinsiyet: Bayan
Konum: Antalya
Profil: Doğrulanmadı
X (namıdiğer Twitter): obeldecom
Beğendi : 325
Beğenildi : 150
Bir çocuk parkının bir insanın hayatında ne kadar kıymetli
olduğunu kim bilebilirdi ki?

Ve o çocuk parkının Nil’ in hayatını bir anda değiştireceğini
de kimse tahmin edemezdi.

Nil 37 yaşında iki çocuk annesidir eşinden boşanmış çalışan bir kadındır.
Kızları Seda ve Eda ikizler 15 yaşlarındalar kızlarının isteklerine anneleri Nil yetişememekten şikayetçidir.

Kızların babaları ise yeniden evlenmiş Nil’i aldattığı kadınla hem de tek celsede boşanmışlar bundan 11 yıl önce.

Gencecik yaşta ne kadar da büyük yükler yüklemişti kendi omuzlarına.

Nil bir gelinlik firmasında çalışıyordur gelinlik dikiyorlar fakat işini severek yapmıyordur Nil hep aşçı olmak istemiştir. Mecbur olduğu için gidiyor işine daha fazla ne kadar dayanabilir bilinmez.

Her sabah saat 6 da saatin alarmı zırıl zırıl çalar ve Nil uyanır. Yataktan kalkacak dermanı bile yoktur fakat başka çaresi de yoktur. Üzerinden sanki tır geçmiş gibi tüm vücudu sızlar zorla da olsa bedenini kaldırır yataktan. Sabahları ne kadarda yorgundur zordur uyanmak.

Nil apar topar hazırlanır çıktı evden iki tanede otobüs değiştirmek zorundadır iş yerine varabilmek için. Otobüs durağında yine aynı kişileri görür her sabah otobüste de hemen hemen aynıdır o insanlar hepsinin suratı asık ve uykulu.

Nihayetinde 1 saatten fazla süren yolculuktan sonra ancak varabildi çalıştığı iş yerine. Az bir soluklandı bir kahve yaptı kendisine çalışma arkadaşlarına günaydın merasimini bitirdikten sonra kahvesini içti yalnız bir köşede. Önceki çalıştığı yerlerde kahvede bulamazdı buna da şükür dedi şükretti haline.

Nil okumamış daha doğrusu ailesi okutmamış Nili daha henüz 10 yaşındayken vermişler konfeksiyon atölyesine Çocukluk onun için sadece konfeksiyon atölyesinden ibaret kalmış. Çalıştığı atölyelerde öğrenmiş dikiş makinasında dikiş dikmesini gençliği de bu atölyelerde geçmiş hep.

Hani belki evlenince rahat ederim demiş ama o da olmamış. En azından elimde bir mesleğim var diye düşünüyor. Olmasaydı ne yapardı ya evlere temizliğe ya da bağ bahçeye çalışmaya giderdi başka ne yapabilirdi ki?

Bugün patronundan avans isteyecek evini taşımak zorundadır. Emlakçıya para vermelidir inşallah patronu parayı verir diye düşünceli başladı çalışmaya.

Nil’in yanına iş arkadaşı Emel ablası da geldi oda garip kendi gibi.

Emel abla 56 yaşında torunları bile var Emel de çalışmak zorunda.

Emel ablanın kocası vefat etmiş evi kira eşinden emekli maaşı falanda kalmamış. Nil Emel ablasına bakıp ben demi böyle olacağım ileride acaba diye düşünüyor sürekli.

Emel ablası her şeye rağmen neşe dolu bir insan hayattan kopmamış hiçbir zaman.

Emel abla
" Günaydın Nil bugün nasılsın bakalım? "
Nil
" Şükür be abla ne olsun aynı değişen bir şey
yok sen nasılsın abla?"
Emel abla
" Bel ağrılarım yine uyutmadılar bu günde
sabahı sancılarla ettim ağrılarım daha da yoğun.
Emlakçı ile görüşecek miyiz bu gün?
Bu evi kaçırma sakın yol masrafından
kurtulursun havalar da soğumadan hemen tut."
Nil
" Doğru söylüyorsun abla da bakalım patron
avans verecek mi bana?"
Emel abla
"Ev taşıyacaksın yavrum sen tatile mi çıkacaksın tabi verir"
Nil
" Hiç umudum yok ya bakalım inşallah verir be
abla tutarım evi."

Patrondan avans istemekte ne kadarda zormuş böyle diye düşündü Nil.
Makinaların seslerinin arasında kayboldu gitti yine geçmişin karanlık mazisine. Nil gençliğinde fabrikadan aldığı maaşının tamamını babası elinden alırdı.

Nil kendi parasının dilencisiydi babası tek tek sayıp ta nasılda koyardı cebine üç kuruş dahi vermezdi. Nil’ in babası çok gaddar ve merhametsizdi öyle de öldü gitti zaten sadece boğaz tokluğuna yaşardı o evde bazen onu da bulamazdı . Nil’ in yediği zeytin tanelerini sayarlardı dayaklarda cabası anası da aynıydı. Acaba ben üvey evlat mıyım diye düşünürdü devamlı.

Mesai saati bitmiştir her kez giyiniyor Emel abla Nil i yanına çağırdı.

Emel abla
" Ne yaptın alabildin mi avansını ?"
Nil
" Evet aldım abla haydi gidelim emlakçıya
bizi bekliyor."

Birlikte emlakçıya gittiler Emel de o mevkide oturuyor evi henüz görmemişlerdi. Önce bir eve bakalım dediler emlakçı cevap verdi.

Emlakçı
" Dediğim gibi ev tam çocuk parkının karşısında
yeni bina değil ama oturulabilir bir yer evin
sahipleri yurt dışında yaşıyorlar kirayı vaktinde
ödediğiniz müddetçe sorun olmaz oturursunuz.
Emel abla da tanıdık beğenirseniz ev sizindir."

Eve bakıp emlak ofisine geri geldiler ,emlakçıya komisyon parasını da verdi Nil kontrat da tamamdır yapıldı .
Her şey şimdilik iyi gidiyor gibi evde iyi tamda Nil’in istediği gibi çocuk parkının hemen karşısında sıra taşınmaya geldi. Ne kadar da zordu kiracı olmak.

Nil eve geldi evi toparlıyorlar kızlar da yardım ediyorlar ikizler biraz mırıldandılar.

İkizlerden Seda
" Anne neden taşınıyoruz ki bu evin nesi vardı?"
Nil
" Bunu daha kaç kez söyleyeceğim bu ev
hem sizin okulunuza hem de benim iş yerime çok uzak.
Yol paralarından kurtulacağız kızlar sabahları biraz daha
uyuruz hadi odanızı toparlayın yarın sabah erkenden
nakliyat firması gelecek."

Nakliyat firması sabah erkenden geldi evi taşımaya başladılar. Nil ne günler yaşamıştık bu evde diye düşündü, hatıraları ile vedalaştı son bir kez daha eve bakıp bindiler nakliyat firmasının aracına.

Yeni bir eve yeni bir yaşama hep beraber yola koyuldular.

Yeni evlerine anne ve kızları yavaş, yavaş da olsa yerleşiyorlardır.

Nil balkona çıktı çocuk parkındaki oyun oynayan çocuklara baktı.

Yine çocukluğuna gitti geçmişe çocuk olamadığı oyun oynayamadığı o acı dolu günlerine.

İş yerinden sadece iki gün izin alabilmiştir yeni evlerinde ilk kahvaltılarını yaptılar kızlar hazırlandı okula gidecekler Nil evdedir geri kalan işleri tamamlayacak.

İkizler
" Görüşürüz anne fazla yorma kendini "
Nil
" Tamam kızlar görüşürüz dikkat edin kendinize."

O kadar çok yapılacak işi vardı ki Nil nereden başlayacağını dahi bilemiyordur. Ama bu günlerde geçecekti, akşama yemek hazırlamalıydı kaç gündür doğru düzgün bir şeyler yemediler.

Nil biraz evi yerleştirdikten sonra giyindi markete gitti.

Market dönüşü çocuk parkına geldi bir bankın üzerine oturdu parktaki ağaçlar çok güzeldi. Etrafını izledi çocukların ve annelerinin konuşmalarına kulak misafiri oldu. Nil öylece dalgın dalgın bakınıyordu ki yanına bir yaşlı kadın geldi.

Yaşlı kadın
" Burası müsait mi yavrum oturabilir miyim?"
Nil
"Tabi tabi otur teyze gel buyur"
Yaşlı kadın
"Ne güzel çocuk olmak varmış değil mi?"
Nil
" Bilmem ki yeniden doğmak lazım"
Yaşlı kadın
" Niye öyle söyledin ki yavrum şimdi sen çocukken
çocuk parkında hiç oyun oynamadın mı ?"

Nil’in nefesi kesildi sanki, birden gözlerinde biriktirdiği gözyaşları süzülüverdi. Birinin ona dokunmasını bekler gibiymiş.

Daha fazla da dayanamayan Nil ağlamaya başladı.

Yaşlı kadın
"Ağla, ağla yavrum açılırsın ağlamak temizliktir"
Nil
" İçimin en derin yarasıdır çocuk olamamak"
Yaşlı kadın
" Evet anlıyorum yavrum hem öyle bir yaradır ki bu
yara hiçbir zaman da kapanmaz"
Nil
"Sen demi benim gibisin?"
Yaşlı kadın
" Senin hikayeni bilmiyorum anlatmadın yavrum."

Nil burnu nu çeke, çeke anlatmaya başladı çantasından çıkardığı mendil ile sildi gözlerinin yaşlarını.

Nil
" Ailem çok merhametsiz insanlardı
onlardan bana geriye kalan sadece acı ve
keder başkada bir şey yok."
Yaşlı kadın
" Hım peki ya şimdi?"
Nil
" İki tane kızım var Allaha emanettir
ikizler babalarıyla boşandık dulum yani
işte tek başıma ne kadar yetebilirsem
Çok şükür ki helal kazanıyorum yoruluyorum
ama olsun dayanmalıyım evlatlarım için."
Yaşlı kadın
" Ya babaları yardımcı olmuyor mu hiç?"
Nil
" Çocukların okul masraflarını kılık kıyafetlerini
falan karşılıyor kiracıyım bu durum benim belimi
büküyor hayat pahalı."
Yaşlı kadın
"Her ay o kira ödenecek tabi bende
şu karşıdaki sarı binada 26 numara dayım."

Nil tanımadığı birisine dertlerini anlatmış rahatlamıştı.

Nil
" Ben kalkayım teyzem daha yemek
pişireceğim evde tonla da iş var yapılacak"
Yaşlı kadın
"Yavrum yemek yapmasını sever misin?"
Nil
" Evet hem de çok severim hep aşçı olmak
istemişimdir ama olamadım görüşürüz
teyzem seni tanıdığıma çok memnun oldum"
Yaşlı kadın
" Kızım o zaman bugün sadece yemek yap
ve dinlenin bu dünyanın işin bitmez haydi git
selametle görüşürüz yine."

Nil’ e o kadar çok iyi gelmişti ki yaşlı teyze ile konuşmak tüm telaşını unuttu
yemek yaptı.
Nil
" Kızlar yemeğimizi yiyelim dinlenelim
hiç bir şey yapmayalım bugün"

Günler böylece geçti gitti yeni evlerine tamamen yerleştiler.

Nil her gün iş dönüşü çocuk parkına uğruyor yaşlı teyze ile konuşuyordur.

Esma teyze
" Yarın seni biri ile tanıştıracağım"
Nil
" Kimmiş ki o Esma teyzem?"
Esma teyze
" Yunus bey ay da bir gün bu parka
mutlaka gelir çok güzel bir restoranı da var.
Belki onun yanında işe başlar sevdiğin işi
yaparsın ha ne dersin olmaz mı?
İnsan severek yaptığı işte mutlu olur."
Nil
"Esma teyzem o işler için ustalık belgeleri
falan lazım."
Esma teyze
"Yunus evladım hepsini halleder"
Nil
" Hem bakalım beni işe alacak mı?"
Esma teyze
"Senden iyisini mi bulacak?"
Nil
"Teyzem sen nereden tanıyorsun bu Yunus beyi?"
Esma teyze
"Seni nasıl tanıdıysam onu da öyle tanıdım"

Ertesi gün Nil koşa, koşa parka gitti fakat Esma teyzesi yoktur etrafına bakınır iken bir adam gelir yanına.

Yunus bey
"Merhaba siz Nil hanım olmalısınız ben Yunus"
Nil
" Evet benim fakat Esma teyzemi bekliyorum
henüz gelmemiş galiba?"
Yunus bey
"Şey biz konuştuk Esma annemle o gitti
işleri varmış da biraz."

Nil ile Yunus bey konuşurlar Yunus bey Nil‘e işe gelip başlamasını söyler Nil şaşırır ne yapacağını bilemez.
Ertesi gün restorana gider çok güzel bir yerdir ve Nil işi kabul eder.

Aradan zaman geçer Nil işinden çok memnundur mutludur sevdiği işi yapıyordur maaşı da yüksek ve dolgundur.

Nil her gün iş dönüşü çocuk parkına uğrar ama Esma teyzesini bir türlü göremez. Nil işinde ilerlemiş baş aşçı olmuştur.

Nil’in aklında kalmıştır karşıdaki sarı bina 26 numaralı ev Nil sarı binaya 26 numaralı eve gider, kapıyı çalar kapıyı genç bir kadın açar.

Genç kadın
" Buyurun kime bakmıştınız?"
Nil
" Merhaba ben Nil Esma teyzeme bakmıştım
günlerdir parka gelmiyor da."
Genç kadın
" Ve merak edip sizde geldiniz değil mi?
Buyurun içeriye girelim oturun şöyle lütfen"

Nil içeriye girer oturur etrafına şöyle bir bakınır ama Esma teyzesi yoktur.

Nil
"Esma teyze hasta falan değil demi?"

Genç kadın duvarda asılı duran Esma teyzenin fotoğrafına bakıp anlatmaya başlar.

Genç kadın
" Ben onun torunuyum büyük annem
çocukluğunda annesi ile birlikte ceza
evinde yaşamak zorunda kalmış yani
hiç dışarıya çıkamamış. Bu bölümü de hep
anlatmayı bana bırakıyor. Bu bina büyük
annemden bize kalan mirasıdır bir de karşıdaki
çocuk parkını bıraktı."
Nil
" Nasıl yani ne demek şimdi bu?"
Genç kadın
" Sizde dikkat etmediniz değil mi genelde
hep böyle oluyor da çocuk parkının adı
Esma teyze çocuk parkıdır Esma teyze yani
benim büyük annem 20 yıl önce vefat etti
ama o hep orada hep o çocuk parkında"

Semra EROĞLU
Beldemize daha yakın olmak ve daha gelişmiş bir tecrübe için uygulamamızı kurun; herhangi bir uygulamadan çok daha hafif ve güvenli. Şimdi değilYükle
#2 ·
Mesajlar: 99
Kayıt: 03 Ara 2023, 18.45
Ad Soyad: Şule Topuz
Cinsiyet: Bayan
Konum: Adana
Profil: Doğrulanmadı
X (namıdiğer Twitter): obeldecom
Beğendi : 100
Beğenildi : 38
Hikâyenin başında özet anlatıyorsunuz hissi geldi hani arkası yarınların olur ya, ya da kimi dizi filmlerin olur aslı başlamadan, hatta özetsiz yeni bölüm der öylesi işte, okuyunca asıl konu olduğunu anlıyorsun, kadıncağızın ne güzel adı varmış fark ettiniz mi Nil Hanım'ı diyorum, Nilgûn Gökte Poyraz ya da Nilgûn Gökte Beyaz Yıldızlar gibi... Ama hikâye olarak süper bence umut vadediyor. Bu hikâyeyi siz mi kurguladınız gerçek bir kaynağa mı dayanıyor Semra Hanım çok merak ettim Sır Kapısı yahut gerçek kesit hikâyesine benziyor, diyorum ya, umuda mahkûm eden bir tarafı var insanı, hatta denilebilir ki metafizik veya paranormal tarafı, bence hikâyeleriniz çok derinlikli, yine okumak isterim, ellerinize sağlık efendim.
Forumda başlıklara cevap yazabilmek için kayıtlı ve giriş yapmış olmalısınız.
Cevapla
Paylaş:

  • Benzer Konular