10 mesaj
 3047
Forum kuralları
Sadece kulüp üyeleri yazabilir. Sinema Kulübümüze katılarak sizler de iştirak edebilirsiniz. Daha fazla bilgi edinin
Bir dahakine Tavşan Jojo filmi konuşulacak.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
#1 ·
Mesajlar: 1805
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 841
Beğenildi : 809
Resim
Gerçek bir hikayeden ilham alınarak beyaz perdeye aktarılan Green Book veya kullanmağı daha çok tercih ettiğim Türkçe ismiyle Yeşil Rehber filmi, ülkesinin güneyinde turneye çıkacak olan meşhur piyanist Don Shirley ve bu yolculukta şoförü olarak işe aldığı Tony Lip ile turne boyuncu çıktığı maceralarını, vuku bulan dostluklarını ve karşılıklı karakter tekamüllerini anlatmaktadır.

Don Shirley, benim için böyle bir ayrım olmasa da, bir zenci; dahası kibar, adabı muaşeret kaidelerine riayet eden, yüksek tahsil görmüş ve sanatını fevkalade bir şekilde icra eden meşhur bir piyanisttir. Tony Lip ise, günübirlik hayatını devam ettiren, zor kanaat geçinen, garsonluk işini icra eden ve her türlü vakayı çözmesiyle meşhur aile babası ve İtalyan kökenli bir kimsedir. Çalıştığı restoran uzun bir tatile girince iş aramağa başlamış ve Don Shirley'in ilanına başvurarak bir şekilde işi almıştır.

Filmin ismi, istikamet yolunda zencilerin emniyetli bir şekilde barınmaları, karınlarını doğurmaları ve seyahat etmeleri için hazırlanan "Zenci Motorcular için Yeşil Rehber" kitabından gelmektedir ki filmde de bu rehber doğrultusunda yol alınmaktadır. Dahası bu kitap ve isminin verdiği hissiyat ile film boyunca zencilerin emniyetsiz bir şekilde yaşadıklarını hem psikolojik ve fiziki olarak görüyoruz.

Yine baştan söylemek lazımdır ki ben zenci kelimesini Nig*a ve benzeri kelimelerin karşılığı olarak kullanmıyorum ki bu kelimelerin karşılığı zenci değil, "parya"dır. Asıl "siyahi" demekle alenen siyah-beyaz ırkçılığı yapılmaktadır. Ne yazık ki eline kalem alan veya tuşlara basabilen, dahası ana lisanı diye Türkçe biliyor zannedilenlere yetki verilebildiği için daha o an büyük bir soysuzlaşma ve kargaşa başlamış oluyor. Dahası bunu her defasında açıklamak mecburiyetinde bulunmak da beni rahatsız ediyor.

Hikaye olarak baktığımızda filmde birçok şeyin gerçek karşısında mübalağa edildiği söyleniyor, bazılarının ise çeliştiği. Mesela sonrasında ikili o kadar da samimi değillermiş, lakin ara ara görüşürlermiş, falan. Dahası karakterlere can veren aktörlerden bahsetmek lazım gelirse ben başarılı buldum.

Yeşil Rehber, bir "müzikal" türünde değildi, fakat baş karakterlerden biri müzisyen olduğu için mecburi olarak bu hale gelebilmekte ki ben filmle ahengini ve tabii müziklerini çok beğendim.

Bazı kilit anlar vardı, bence. Bunlardan benim hoşuma giden sahnelerden biri: Tony'nin bir otelde arkadaşları ile karşılaşmış, irtesinde bir zenci ile çalıştığı için onu aşağılamışlar ve kendilerinin onun için bir iş bulabileceğini söylemişlerdi. Daha sonra Tony onlarla buluşmak için aşağı inerken Doktor ile karşılaşması karşılıklı olarak dostluklarının ve bu bapta birbirilerine olan bağlılığının güzel bir tezahürü. Aklıma gelen bir diğer sahne, eve dönüş yolundaki polislerin arabalarını durdurması üzerine yine bir zorbalık bekler iken aksine yardım etmesi olmuştu. Dikkat ettiyseniz orada Don Shirley artık sabrı taşmıştı ki bunu beklemiyordu. Esasında Lip'in (ve Shirley'in) zencilere bakış açısını değiştiren bu yolculuk tamamen dikkate şayandı, bana göre.

Evvelki filmde gördüğümüz gibi bunda da her tür insanın iyisi ve kötüsünün bulunduğu gösterilmeye çalışılmış. Benim ilk şairlik zamanlarımdan hatırladığım bir şiirimde ifade ettiğim ve artık benim bir sözüm olan "iyi ne kadar iyi, kötü ne kadar kötü?" suali aklıma geliyor. Lakin iyilik veya kötülüğün filmde çok da can alıcı olmadığını görüyorum. Yine çok taraflı bakmasını beğendim.

Bilmiyorum, belki ben buna fazla taktım ama, her Noel Bayramında kar yağması klişesini siz de fark ettiniz mi? Elbette en büyük klişe ABD halkının zencilere karşı olan şeytanlığı, fakat bu klişenin altının dolu bir şekilde verildiğini yukarıda da ifade etmeğe çalıştım.

Ayrıca sizin için ne kadar mühim bilmiyorum ama Yeşil Rehber filminin en iyi film dahil üç Oscar ve Altın Küre'den BAFTA'ya birçok büyük armağana sahip olduğunu da ifade etmek lazım gelir.

Puanlama yapar isek benim filme puanım on üzerinden yedi virgül sekiz olacaktır.

Bazı şeylerin altını doldurmadım veya bazı yerleri geçti ki burada sohbeti koyulaştırabilelim, olması gerektiği gibi. :)
Beldemize daha yakın olmak ve daha gelişmiş bir tecrübe için uygulamamızı kurun; herhangi bir uygulamadan çok daha hafif ve güvenli. Şimdi değilYükle
#2 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
Çok eski bir tarihe gitmiyoruz aslında filmi seyrederken. 1962. Irkçılığın muhtelif alanlarda meşru görüldüğü bir vakitte geçiyor film. Daha zenci ve beyaz insanların aynı okula gitmesinin önüne açıldığı 1954'ten bile sadece 8 sene geçmiş ve insanların basmakalıp fikirlerle mütecehhiz olduğu bir vaziyet anlatılıyor. Bir İtalyan şu işlerde olmalı, Afrikalı ise şu işlere layık minvalinden bugün pek de yabancı olmadığımız birtakım meşum fikirlerin çok daha keskin halleri yer yer işlenmekte.

Meşhur piyanist (Don Shirley) ve şoförü (Tony "Lip" Vallelonga) birbirlerinin zıddını teşkil etmekteler. Basmakalıp fikirleri yıkmayı kendisine vazife edinmiş ve bu yüzden memleketin farklı yerlerinde turneye çıkmış olan piyanistin ve mezkur fikirlerle farkında olmadan kendini yetiştirmiş bir sıradan insanın hikayesi. Fakat tek taraflı değil, iki tarafın da hem kendi hem de başkalarına müteallik fikirleri olduğundan çıktıkları yolculuk tabii bir şekilde fikirlerinin karışmasına, birbirine tesir etmesine ve nihayetinde "empati" denilen mütekabil bir anlayışlılığa dönüşüyor. @halilesen Bey'in de söylediği üzere mevzuyu "şok" edici bir dram halinde ele almıyor film.

Turne esnasında oradan oraya yolculuk ederken karşı karşıya kaldıkları meseleleri farklı usullerle çözmeye gayret eden ikili, nihayetinde birbirlerinden kazandıklarıyle, daha farklı bir "vizyon"a sahip oluyorlar. Filmin sahnelerinin o devri iyi şekilde ekrana inikas ettirdiğini düşünüyorum. İnsanların alışageldikleri rollerin tersine sahip olan mezkur piyanist ve şoförü gittikleri her yerde ister istemez merak uyandırıyor, bazen şiddete varan tepkiler alıyorlar. Aslında biraz düşündüğümüz vakit çok şeyin değiştiğini de söyleyemeyiz en azından hadiselerin geçtiği ülke için.

Tahmin edilebilir, lakin tahmin edilmesi de seyirciyi o derecede memnun eden sahneleri ihtiva etmesi bence yerinde olmuş. Sıradanlık-biteviyelikten bir şeyler çıkarmamızı beklemesi gayet hoş bu yüzden.
Düzenleme yaparak ilave birkaç kelam daha etmek istiyorum. Her zamanki gibi Viggo Mortensen'den beklenen bir performans izledim. Çok başarılı bir oyuncu. Zaman zaman çizginin dışına çıkmayı bilen rolleri hakkını vererek oynadığını düşünmekteyim. Keza Mahershala Ali de cemiyetin kendisinden beklediğinin tersini veren piyanisti başarılı şekilde oynamış.
Haziran 2021 itibariyle IMDB puanı 8,2 olan film bence hakettiği puanı almış.
Kullanıcı avatarı
#3 · | Moderatör
Mesajlar: 7
Kayıt: 13 Eyl 2020, 12.24
Ad Soyad: Hakan Durak
Cinsiyet: Belirsiz
Konum: Van
Profil: Doğrulanmadı
Beğenildi : 9
“Eğer yeterince siyah değilsem ve yeterince beyaz değilsem, yeterince erkek değilsem, söyle bana, Tony, kimim ben?”

Aslında filmi Don Shirley'in bu sözü özetliyor ve bu sözlerle zaten Oscar'a göz kırpıyor ve 2019 Oscar ödülünü alıyor da. Oscar almak için her şey mevcut:
-Abi öyle bir film yapalım ki Akademideki bütün üyelere göz kırpalım ve Oscarı götürelim.
-Zenci var mı?
-Var.
-Eşcinsellik var mı?
-Var.
-Ötekileştirme var mı?
-Var.
-Tamam o zaman hepsini bir araya getirip kısık ateşte 135 dakika pişirelim, piştikten sonra 1960'lar sosuyla servis edelim, ondan sonra gelsin ödüller...

Tabikii bunları söyledim diye asla kötü bir film değil ama zorlama ve kolay tahmin edilebilir bir film olmuş, filmde yeni bir şey yok.

Film akıyor, klasik bir yol hikayesi, sıcak ve ailenizle izleyebileceğiniz bir film olmuş ama işte o kadar...
Kullanıcı avatarı
#4 ·
Mesajlar: 1805
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 841
Beğenildi : 809
Bir yeri kaçırdınız, bir de film eski devirlerde geçiyor; zannedersem bu da Oscar için bir amil.

Eşcinsellik kısmında aynen şunu dedim: "Ne alaka? Bu buraya oldu mu?" Olsa bile ki bunu şahsen tasvip etmem, dar kafalı diyebilirsiniz, bunun bir alt metni yok. Zira filmde kendisi daha evvel evli olduğunu da söylemişti. Zannedersem burada bak, zenci de olsa böyle olabiliyor, gibi bir ifadede bulunulmak istenmiş olabilir.

Lakin yine @Vesaire Bey'in de ifade ettiği üzere film kalite unsurlarını, oyuncu performansları, müzikleri, sinematografisi gibi, bünyesinde barındırmağı başarmış ve aradaki pürüzleri çıkarırsak sıcak bir şekilde kameraya almış.
#5 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
@halilesen Ne yazık ki filmin kalitesini artırmayı olur olmaz yerlerde böyle sahneler koyarak yükseltmeyi düşünüyorlar. Benim için filmin Oscar'lık olmasının pek ehemmiyeti olmadığından onların gayr-i mantıki kaidelerini kabul etmem de icap etmiyor şahsen. Netflix'in her dizisine olur olmaz böyle mahiyette karakterleri koyması gibi. Veya J.K. Rowling'in gündemde kalmak için Harry Potter'daki bütün karakterleri eşcinsel yapmak istemesi gibi. Lüzumsuz olduğu kabulüyle, filmi değerlendirmede kıstas dışı bıraktığım şeyler. Hoş fiilin kendisini zaten çirkin bulmaktayım.

Filmin bence de en bariz vasfı çok bir şey yapmadan kendisini izletmesi ve bunun üstesinden iyi bir şekilde gelmesi.
Kullanıcı avatarı
#6 ·
Mesajlar: 1805
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 841
Beğenildi : 809
Esasında zenci adamla, zencileri parya olarak gören bir adamın ırkçılık dolu memleketlerinde arabayla yaptıkları bir seyahatin mevcudiyeti bile seyirci açısında bir tecessüs halini ortaya çıkarmaktadır. Bu vaziyet bile tek başına filmi taşıyabilmekte.

Kitaplarına başlamak için aldım ama daha başlamadım; filmlerinden irte alttan alttan bir Harry Potter hayranı olmaktayım. Rowling'i takip etmeği düşünmüştüm bir aralar ve baktım ki kadın ne yaptığını bilmiyor. Zaten sonradan çıkan serinin hali de ortada.
Kullanıcı avatarı
#7 · | Moderatör
Mesajlar: 7
Kayıt: 13 Eyl 2020, 12.24
Ad Soyad: Hakan Durak
Cinsiyet: Belirsiz
Konum: Van
Profil: Doğrulanmadı
Beğenildi : 9
Film yeni bir şey söylemiyor, 60'lar sosu demiştim zaten..
Kullanıcı avatarı
#8 · | Moderatör
Mesajlar: 7
Kayıt: 13 Eyl 2020, 12.24
Ad Soyad: Hakan Durak
Cinsiyet: Belirsiz
Konum: Van
Profil: Doğrulanmadı
Beğenildi : 9
Filmden keyif aldım mı aldım hatta bazı yerlerinde güldürdü de..ama film klişeler ve basmakalıp tipler üzerinden ilerliyor.

Tony karakteri aşırı derecede Tony Sonrano(bknz.Sopranos), Tony Montano(bknz.Scarface) hareketlerine ve konuşma tarzlarına benziyordu. Bu kadar "Tony" tesadüf olamaz değil mi?
Kullanıcı avatarı
#9 ·
Mesajlar: 1805
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 841
Beğenildi : 809
Suallerde geçmeyince bir an aklımdan çıkmış, kaçırmışım, affedersiniz. Tony için İtalyan mafyalarından da şamil bir tipleme olduğu ile alakalı bazı yorumlar okudum ki zaten Tony Soprano da İtalyan asıllı. Neden sanki tüm İtalyanları aynı kefede tutmuşlar anlamadım. :) (Baba filmi zaten klasik) Lakin sonradan, sonlara doğru daha kendisine has bir karaktere bürünüyor gibi, lakin elbette buna benzerlerini birçok eserde görmek de mümkün.

Bazı yerleri güldürdü, bu benim için bir yerdeydi, tam neresi hatırlayamıyorum ama bunu "bazı yerlerinde" diye ifade ediyoruz, bana da oluyor. Dahası galiba aynı yerde güldük.

Diğer yandan fark etmişsinizdir, Tony'nin ırkçılığı mevcut sistemden gelen ve onun iradesinin dışında gelişen bir ırkçılık. İlk baştaki hareketlerinden de bunu anlıyoruz, herkes gibi bunu yapmağa mecbur hissediyor kendini.
#10 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
@halilesen ve @Hakan Aslında bu "Tony" tercihi kasdî olabilir zira gerçek Tony "Lip" oyunculuk da yapmış biriymiş. Aynı zamanda Baba (The Godfather) filminde ve The Sopranos televizyon dizisinde rol almış. Yani bunların hepsini beraber düşündüğümüzde zaten inikas ettirmek istedikleri karaktere tam münasip biri. Haliyle senaristler de bunu kullanmış olabilir.
Forumda başlıklara cevap yazabilmek için kayıtlı ve giriş yapmış olmalısınız.
Cevapla
Paylaş:

  • Benzer Konular