8 mesaj
 2691
"Türkçe bir kuş dili olmadığı için bir Türk dili yok, koskoca bir Türk lisanı vardır!"
Cevapla
#1 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
Jamal Khashoggi'yi Tanır Mısınız ?

Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda hayatını kaybeden gazeteci. Burada ne hazin vakadan ne de siyasi tezahüründen söz edeceğim. "O kişi Cemal Kaşıkçı değil miydi?" dediğinizi duyar gibiyim. Ta kendisi. Lakin bu imla İngilizceye ait. Temas edeceğim bahis de isimlerin Türkçemizde de fonetiğe uygun yazılması olacaktır.
Alfabemizi terkedip Latin alfabesini kabul ettikten sonra bile aslında olması gereken bu davranışımız yani fonetiğe uygun isim yazma faaliyeti devam etmekteydi. Fakat zamanla yabancı isimleri olduğu gibi yazmaya başladık. Bu da hem kendi lisanımıza hem de ecnebi lisanlara vukuf olmamamızdan kaynaklı bir vaziyet. Bugün Versay şehri derken bunu Versailles şeklinde yazmadığımızı düşünmüyoruz. Buradaki mevzu işitilenin lisanın kaidelerine uygun şekilde yazıya geçirilmesi hususudur.

Özellikle sosyal medya denilen mecranın gelişmesi günümüzde bu durumun vahim tablosunu iyice gözümüzün önüne sermekte. Herhangi bir araştırma dürtüsünden uzak birçok dimağ, yanlış şekilde yayılan bu mugayir-i kavaid-i lisana ayak uydurarak özünden uzaklaşıp beynelmilel sahada otoritesini her alana yayan bilhassa İngilizcenin tesiri altında kalmaktadır. Buna karşı yapılacak hamlelerden biri lisan kaidelerinin tekrar fakat ezberden uzak şekilde öğretilmesi, kaynağı harici olan anasırın bu kaide süzgecinden geçirilip kullanıma sokulmasıdır. Günlük kelime kullanımı son derece düşük olan gençlerin okuma alışkanlığını kazanmaları elzemdir. Ellerden düşmeyen cep telefonlarının bir cep lügatı vazifesi görmelidir. Böylelikle bir lisan şuuru kazanılması mümkündür. Zaten bu şuura sahip efradın tahayyül kapasitesi de kendisini ifade etme tarzı da münasip ortamlarda meydana çıkacaktır.

Kelimelerin yazılma hususuna tekrar dönecek olursak, Klasik Türkçenin[*] öğrenilmesi ve tatbik edilmesi hem kullanımdan cebren kaldırılmış kelimelere aşinalık kazandıracak hem de yeni kelimelerin yazılışı hususunda bir temel ve rehber vazifesi görecektir. Son zamanlarda artan alakanın daha da kuvvetlenmesi en büyük temennimizdir. Cemiyetteki münevver adaylarına şiddetle tavsiye olunur.

Vesaire

*Klasik Türkçeden maksadımız Ş. Teoman DURALI'dan iktibas ile Osmanlı Türkçesidir.
Beldemize daha yakın olmak ve daha gelişmiş bir tecrübe için uygulamamızı kurun; herhangi bir uygulamadan çok daha hafif ve güvenli. Şimdi değilYükle
Kullanıcı avatarı
#2 ·
Mesajlar: 1733
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 816
Beğenildi : 777
Bir zamanlar sokakta "futbol" yerine Türkçe ile alakalı münakaşalar eden bir gençlik hayali kurardım. Daha sonra bunun ancak devlet gibi bir otorite tarafından gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu anladım. Lakin devletin tek taraflı mücadelesinin pek azı hariç pek işe yaramadığını düşünüyorum. Mühim olanın münevverlerin ve benim gibi kendini münevver zannedenlerin, sanatçıların, edebiyatçıların, yani Türkçe konuşan ve daha mühimi Türkçe yazan kimselerin de bu yola baş koymalarının gerekli olduğunu anladım. Lakin bizlerin yanında tüm bunları reddeden ve Türkçeyi öğrendiği dik başlılıkla, tabiri caizce bağnaz bir şekilde fakirleşmesine ve yine maziyi reddeden bir tavırla bizim gibilerle savaşanların mevcut olduğunu unutmamak lazım. Fakat onlardan daha tehlikeli olan ise cahil gençliktir. Hele kendini münevvere görüp Türkçede cahil kalanlar. Bence en fenası bu. Bunların karşısında öğretmenlerin ve sanatçıların, devletin dahi çaresiz kalması tabiidir.
Son paragrafınızda da dokunduğunuz üzere bunun en başta okullarımızda olması gerekmektedir. Dahası bence okulu sadece mektepten ibaret görmemeliyiz. Aile en büyük okuldur. Anne en büyük öğretmen.
#3 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
Aslında bu hususta hayatımızın tamamına teşmil edecek bir felsefeye ihtiyacımız var. Lisan şuurumuzu daima diri tutacak esaslardan mahrumuz. Bu da sizin dikkat celb ettiğiniz üzere cahilane birtakım düşmanlıklarla olacak iş değil. Ne söylediğini bile düşünemeyecek derecede kaldık, ilerleme kaydedemiyoruz. Lakin kandil misali ferdi olarak da olsa bu davaya sahip çıkmalıyız. Böylece yavaş yavaş bu şuurun cemiyette neşv ü nema bulacağı kanaatindeyim.
#4 ·
Mesajlar: 52
Kayıt: 25 Eki 2020, 21.58
Ad Soyad: Ceren E.
Cinsiyet: Bayan
Konum: Bursa
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 313
Beğenildi : 24
Resim

Bu konu kendisini en iyi haritalarda gösteriyor. Neredeyse tüm dünya bahsettiğiniz üzere Türkçedeki telaffuz ve sahip olduğu geçmişi ile kullanılırken bunun tam yerleşemediğini görüyoruz.

Yukarıda ABD'nin belli şehirleri biri hariç diğerleri bu kurala aykırı bulunmaktadır.
#5 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
Çok güzel bir noktaya temas etmişsiniz, teşekkür ederim.
Bugün emin olun resmiyete dökülmese, "Vaşington"u "Washington" diye yazmaya çalışan insanlar kendilerinin haklı olduklarını düşünürlerdi. Geçmişimize kalın perdeler çekmişiz. Bilmiyoruz fakat bilmek de istemiyoruz. Sadece lisan hususu değil her mevzuda geçmişte âfâkî(nesnel) olarak mevcut her şeye gözlerimizi kapatmışız. Hayal mahsulü bir kültürü yaşıyoruz.
Kullanıcı avatarı
#6 ·
Mesajlar: 1733
Kayıt: 11 Haz 2020, 16.22
Ad Soyad: Halil ESEN
Cinsiyet: Bay
Konum: Bursa
Profil: Doğrulandı
X (namıdiğer Twitter): halilsncom
Beğendi : 816
Beğenildi : 777
Şehirlerden ve isimlerden ziyade, elbette tarihi geliş sebebiyle ülke isimleri gösteriyor ki Türkçeye göre yazılması gerekiyor. Bakınız: Almanya (Deutschland), Endonezya (Indonesia), Japonya (日本), Fransa (France)...
Kullanıcı avatarı
#7 ·
Mesajlar: 34
Kayıt: 22 Ağu 2020, 15.34
Ad Soyad: Gizem Çetin
Cinsiyet: Bayan
Konum: Konya
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 21
Beğenildi : 22
Bildiğim kadarıyla genel uygulama şudur: Eğer yabancı isim farklı bir alfabeye (Kiril, Arap vs.) aitse okuduğumuz şekilde yazılıyor; Latin alfabesine aitse kendi dilindeki gibi yazılıyor.

Örneğin Fransız aydın Jean-Jacques Rousseau'nun adını olduğu yazıyoruz, Can Cak Russo diye değil.

Öte yandan Rus müzisyen Pyotr İlyiç Çaykovski'yi okuduğumuz gibi yazıyoruz, Pyotr Ilyich Tchaikovsky şeklinde değil.
#8 ·
Mesajlar: 96
Kayıt: 04 Ara 2020, 22.53
Ad Soyad: Vesair Vesaire
Cinsiyet: Bay
Konum: Vesaire
Profil: Doğrulanmadı
Beğendi : 98
Beğenildi : 74
acimatriyarka yazdı: 22 Nis 2021, 08.26 Bildiğim kadarıyla genel uygulama şudur: Eğer yabancı isim farklı bir alfabeye (Kiril, Arap vs.) aitse okuduğumuz şekilde yazılıyor; Latin alfabesine aitse kendi dilindeki gibi yazılıyor.

Örneğin Fransız aydın Jean-Jacques Rousseau'nun adını olduğu yazıyoruz, Can Cak Russo diye değil.

Öte yandan Rus müzisyen Pyotr İlyiç Çaykovski'yi okuduğumuz gibi yazıyoruz, Pyotr Ilyich Tchaikovsky şeklinde değil.
Merhaba. Bahsettiğiniz bu tatbikin TDK veya herhangi kurum-kişi için bir esasını bulmak ne yazık ki mümkün değil. Latin ve Latin olmayan alfabe ayrımı kaidesinin yerleşmediği bir sürü yer var, ki bu başlıkta da ismi geçen Washington-Vaşington şehrinin Latin harfli olmasına rağmen Vaşington olarak yazılması bunu gözler önüne seriyor.

Jean-Jacques Rousseau, Jan Jak Ruso olarak yazılmalı. Eski eserlerimizde bunun misali mevcut. Birinci misal:

Resim

İkinci misal harf inkılabından sonra:

Resim
Forumda başlıklara cevap yazabilmek için kayıtlı ve giriş yapmış olmalısınız.
Cevapla
Paylaş: