Şiirde izlenecek yol

[yakut]

Halil Esen Bey'in üstat dediğimiz şairlerin şiirlerinden paylaşması beni şahsen çok mutlu etti. Edebiyat dünyasında öznel açıklamalarla netleşmemiş bir durumdur "şair nasıl olunur, şiir nasıl geliştirilir" .
Tüm şairleri okuyup onlara öykünerek mi şiir geliştirilir?
şairleri okuyup onlardan hiç etkilenmemiş şiirler yazarak mı şiir geliştirilir
yoksa hiçbir şairi okumadan sadece var olan özgünlük ve yetenekle mi şiir geliştirilir? tabii başka ihtimaller de ekleyebilirsiniz. hatta buradan bir sonuca ulaşıp anket oluşturalım. Sorularımızı oluşturup sosyal medya hesaplarından da paylaşılabilir.
Kendi fikrim ikinci ve birinci arasında gider gelir. Bu şiirleri okudukça kendi şiirimi de bir mihenge vuruyorum açıkçası. Naçizane...

[halilesen]

Muğlak gibi görünüyor, lakin aslında basit bir cevabı var. Çok okuyacağız, dahası bunu yaparken de kendi şiirimizin üzerinde de çok mesai harcayacağız. Şiir etütleri yapılmalı. ŞURADAKİ CEVABIMDA bahsettiğim gibi.
Hiç okumaz isek aynı dünyadan habersiz Afrika kabileleri gibi kalırız. Çok okursak ve bunu yaparken de kendimizle alakadar olmaz isek kendimizi bulamayız.

[yakut]

Kesinlikle Halil Bey. Ben de bu anlayışa yakınım. Eklemek istediğim kısım yetenek kısmı. Kişi kendini doğru tanımalı. Osmanlı sarayında Afrika kabile kıyafetiyle oturmak gibi durmamalı şairiz diyorsak bu şairlik.

[sencileyin]

Osmanlı sarayında Afrika kabile kıyafetiyle oturmak gibi durmamalı şairiz diyorsak bu şairlik.

Çok güzel bir tabir.

[yakut]

Çok Teşekkür ederim Sencileyin Beyefendi.

[remzi]

Çok okuyarak, fakat kendini kaybetmeden, aynı zamanda çok yazarak, yine kendini kaybetmeden. Belki daha doğrusu iyi okumaktır ve iyi yazmaktır.

[yakut]

Kesinlikle Remzi Bey. Bu dediğinize örnek olarak tüm divan şairleri ve dahası verilebilir önce taklit sonra kendi ruhunu bulma süreci. Fakat ters örnekler az da olsa var; Yunus Emre ve Karacaoğlan Pir Sultan Abdal gibi. Bu şairler taklit aşamasında bulunmayıp çok okumadan hele de içlerindeki aşkı dökmüşler özgün çizgide hep.

[halilesen]

Abdullah Bey Yunus Emre'nin Karacaoğlan'ın Pir Sultan Abdal'ın çok okumadığını nereden biliyorsunuz?

[yakut]

Çok okumadıklarini kendi üsluplarından görüyoruz Halil Bey. Hiçbir başka kişinin sanatçının etkisi görünmüyorsa salt kendine hassa bu yorum yapılabilir.

[halilesen]

Katılmıyorum. Hiç film seyretmeyen biri sinema filmini ne denli çekebilir?

[yakut]

Sinemada işin içine teknik teknoloji girebilir ki yönetmen olarak yine yetenekle çekilebilir. Bu bahsi geçen sanatçılarda Fehmi değil Vehbi ilim vardır. Diğer bir dille içlerindeki aşk ve yüksek yetenek ve yaşadıkları Muhit.

[sencileyin]

Zaten birçoğu ilim ehli. Kitapla kalemle haşır neşir. Okumamazlıkları pek mümkün değil.

[yakut]

İki olumsuzluk bir olumlu yapar. Yani okumamazlik eşittir okumaları ki siz de benim dediğim fikri fark etmeden ifade etmişsiniz. Şahsen Karacaoğlan in okumaktan çok yaşadığını dinlediğini safiyane hissettiğini az çok biliyorum. Diğer kişilere kıyas edilsin. İyi forumlar

[vildan]

İki olumsuzluk bir olumlu yapar. Yani okumamazlik eşittir okumaları ki siz de benim dediğim fikri fark etmeden ifade etmişsiniz. Şahsen Karacaoğlan in okumaktan çok yaşadığını dinlediğini safiyane hissettiğini az çok biliyorum. Diğer kişilere kıyas edilsin. İyi forumlar

İki olumsuz, iki olumsuz yapar. İki cinayet bir hayat eder mi? Dediğinizde kısmen haklısınız, bu adamlar kendi içlerinde pişmiş kimseler. Fakat hiç okumadıklarını söylemek yanlış olur. Öyle olsa bile bilemeyiz. Büyük şarkıcıları düşünün, hiç mi şarkı dinlemediler. Dinlediler ama kendi benliklerini de korudular. Karacaoğlanın okumaktan çok dinlediği malumdur ki halk şiiri, sazla sözle olur. Burada tartışıyoruz. Kızacak bir şey yok.

[aydıncavad]

Çok okumak ve çok yazmak iyi yazmak yolunda önemli adımlar sayılır. Ama aynı zamanda bir mesele de var ki,onu daha fazla önemsemek gerekir. O da Thomas S. Eliot'ın da söylediği gibi öz eleştiridir. İyi yazar hem de iyi eleştirici olmalı.

[yakut]

İki olumsuzluk bir olumlu yapar. Yani okumamazlik eşittir okumaları ki siz de benim dediğim fikri fark etmeden ifade etmişsiniz. Şahsen Karacaoğlan in okumaktan çok yaşadığını dinlediğini safiyane hissettiğini az çok biliyorum. Diğer kişilere kıyas edilsin. İyi forumlar

İki olumsuz, iki olumsuz yapar. İki cinayet bir hayat eder mi? Dediğinizde kısmen haklısınız, bu adamlar kendi içlerinde pişmiş kimseler. Fakat hiç okumadıklarını söylemek yanlış olur. Öyle olsa bile bilemeyiz. Büyük şarkıcıları düşünün, hiç mi şarkı dinlemediler. Dinlediler ama kendi benliklerini de korudular. Karacaoğlanın okumaktan çok dinlediği malumdur ki halk şiiri, sazla sözle olur. Burada tartışıyoruz. Kızacak bir şey yok.

Vildan Hanım iki olumsuzluk eki demek istedim de siz meseleyi genellemişsiniz. Ayrıca pek tabii okumaktan bahsetmiyoruz yani idrak etmek anlamak üzerine düşünmek anlamlarını kullanıyoruz ki bu anlamlardaki okumaya kimse karşı çıkmaz. Son örnek Aşık Veysel. Hayatına bakılmalı. Bir de ben öfkeli değilim sadece kendi fikrimi ifade ediyorum izah ediyorum kimseye de kızmadım ama kendi fikrimi de savunurum yani. Yanlış anlıyorsunuz galiba.

[remzi]

Çok okumak ve çok yazmak iyi yazmak yolunda önemli adımlar sayılır. Ama aynı zamanda bir mesele de var ki,onu daha fazla önemsemek gerekir. O da Thomas S. Eliot'ın da söylediği gibi öz eleştiridir. İyi yazar hem de iyi eleştirici olmalı.

Çok doğru. Basit bir iş olarak görülmemeli şairlik. "iş" olarak da görülmemeli