Şiirinizi çok beğendim.
Hiç noktalama işareti kullanılmamış. Bu dikkatimi çekti. Her şiirinizde bu var ise ve bunu benimsemişseniz saygı duyarım.
Eğer böyle bir tarz benimseme çabanız yok ise, şiir özütünün daha kabul edilir olması için bazı noktalama işaretleri kullanılabilirdi fikrimce.
Mesela;
Yağmur, geceleri sessiz yağar
Yağmur, başımdan kalbime bir yol
... gibi

Üç kıta kendi içinde güzel bir ahenk oluşturmuş. Sanki farklı üç şiir gibi, yani ayrı bir zenginlik katmış şiirinize.
Kaleminize, emeğinize sağlık.

Ve kokuyorsun, boğuluyorum.
Sen gülüyorsun, ölüm korkuyor benden
Bir parçam cennet oluyor.
Hissediyorum,
Artık  yaşamaya bahislenmiş ruhum.


Recep Kaya

Mrt bey, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Bazen hiç şiir yazmasam mı diyorum. Ya bende anlaşılamama sorunu mu var, anlatamama sorunum mu var gerçekten bilmiyorum. Hayatımın en derin kesitlerinden birşeyler alıp şiirle ifade etmek istiyorum. Anlaşılmayan acaba bu derinlik mi, yoksa şiirin bizzat kendisi mi işte bu ikilemden çıkamıyorum :) Belki de biraz sayısal beyin yapım edebi yönümü bastırıyordur. Sorun her nedir bilmiyorum ama, benim ruh halim de aynı şiirlerimdeki gibi olduğuna nedense kendimi inandırmışım :) Ama tabi dostlardan gel...

Kırılmıştı,
Sadelikten kalan
Son duygular artığım.

Ruhsatım olsa gözyaşlarıma,
Meğillenirdi
Taşmakta sabırlı tıknaz havzalarım.

Durgunluğum kime?
Kızgınlığım kime?
Kime suskun bu dingin sinem?

Vazgeçmeye  mecalim  mi yok,
Özlemeye cesaretim mi?

Recep Kaya

sıcak bir temmuz günü, güneş tam tepedeyken, nem havayı çekilmez kılıp rüzgar kanatlarının altında kıvılcımlar taşıyorken, tenler yanmış, ruhlar yapış yapışken, her şeye rağmen yaşamak istiyorum seni. kalabalıkların homurtuları yükselirken, mazlumlar işitilmez çığlıklarıyla, mezalimler kahkahalarıyla yeri göğü inletirken, analar feryat figan, bebeler ağlarken, avazım çıktığı kadar duymak istiyorum seni merhamet kayıp, şefkat unutulmuşken, aşk; masallarda umut, geçmiş zamanlarda kalmışken beklentiler yıkık, bağlılık bir aldatmacayken, sanki ben ...

Kaleminize sağlık

Hala hatırlarım Büyüklerin büyüyünce ne olacaksın dedikleri, benim de; şimdi birşey değil miyim diye sorguladığım zamanlardı. Evimizin balkonunda oturmuş yaz gecelerinin insanı sarhoş eden tatlı serinliğinde geceyi dinliyordum. Bilirsiniz, gecelerin hayal dünyamızı sınırı olmayan bir aleme taşıyan gizemi vardir. Balkonun tavanında asılı lambanın ışığı etrafa bir toz bulutu misali dağılmıştı. Işık huzmesinin yetiştiği yerlere kadar oluşan gölgeler karanlıkla birleşip kayboluyordu. İlerisi karanlık ve belli belirsiz ( sanırım zihnimin ürünü) silu...

Estağfurullah @halilesen bey, kesinlikle amacım sohbete son vermek değildi.
Sadece cevaplarınıza olur da geç dönebilme kaygısıyla yazılmıştı.
Gün içinde çalışıyorum. Fizyoterapistim. Bir klinikte hasta bakıyorum sürekli. Haliyle gelişigüzel cevaplar vermek yerine yazılanları daha detaylı okuyup cevap verme şansım biraz azalıyor
Elbette ki başlık için mutluluk duyarım. Fırsat buldukça da katılım sağlayacağım.

Değerli dostlar @halilesen ve @vesaire ,kıymetli  düşüncelerinizin bana ayrıca güç kattığını bilmenizi isterim. Düş kelimesinin TDK' daki karşılığında zihindeki olşumların bütünü, yani rüya şekilinde tasvir edilmiş ve aynı zamanda gerçek olmayan şey olarak da yer almaktadır. Her ne kadar salt bir kaç kelimeyle sınırlı kalınma çabası olsa da düş kelimesi günümüzde bile bir çok araştırmaya konu edinmiştir. Yine eş anlamlarından biri bariz olarak hayal kelimesi olarak ifade edilmektedir. Etmek fiili ise arapça kökeninden gelir ve dikte etme, yazı ...

Aslında yazdığım şiirlerimin tamamı bu yönlü, yani nesir kokar. Bu tarzı nedense benimsediğimi hissediyorum. Sizin eleştirilere benzer eleştiriler daha önce de aldım. Kafiye redifli bir çırpınışta içilebilen şiirlerde tılsım biraz az geliyor bana. Okurken bir bakmışsın şiir bitmiş, su gibi akıp gitmiş. An'da çok şirin huzur da alabilirsin. Fakat şiirin şekil güzelliğinin, anlam derinliğini tahrip etme kaygısı taşıdığını düşünenlerdenim. Düş etmek ifadesi ise; gayet açık bilinçle yazıldı. Zaten şiir bu ifade etrafında şekilleniyor. Bu şiir aşk k...

Güzel kritik-yorum-analiziniz için müteşekkirim. Şiir biraz garip görünebiliyor. Açıkçası bana da garip geliyor, hatta bazı yönleri emin olun beni de rahatsız eder nitelikte :) Fakat halil bey, bazen hiç yokmuş gibi hissetmek istediğimiz, fakat yine de bilinçaltının ısrarla kapı aralığında sızdırmaya çalıştığı duygularımızı ancak şiir gibi masumiyetle terbiye edip yön verilebilir diye düşünüyorum. Şiir biraz tarihi, biraz mitolojik, biraz siyasi ve belki biraz da neolitik dönemi andıran olguları barındırıyor İlk iki mısrada yaşanılan çelişki; d...

Şiir bir çok çelişkiyi özünde barındırıyor. Ve tabi bunu bendeki yıkımla özdeşleştirmek bir hayli zordu. Bu yüzden istenilen uyum ne kadar da uğraşsam oluşmadı. Elimden geldikçe anlam düzeyini korumaya çalıştım.
Eleştirinizi daha derinlikli bir analiz sonucunda yapmış olsaydınız belki meramınızı daha iyi kavramış olurdum.
Teşekkür ederim kritiğiniz için

Eh gülümseyen çiçek
Baharın güz'elliğine düş etmişken
Beni vurmak neyine
Bak yine kar yağdı
Seninle düş etmek neyime..

Recep Kaya

Azrailin ölüm selasındaki sarhoşluğunu Tüyü bitmemiş bedenin kurşun yarasında gördüm. Kaçmak istedim Bir kuşun kanadına tutunup Sonsuzluğa. Azrailin pençesinde son duyduğum Bülbülün ızdırap dolu bedduası oldu. Bir kuşun beni taşıyamacağını unutmuşum Ne kadar kendimden kaçtıysam Hep karşımda kendimi bulmuşum. Musa tufanında firavunların helak olmadığını Kenan'a göçenlerin çilesinde gördüm. Kaçmak istedim Tanrıçalar diyarı İştar'ın özgür vatanına. Cudi'nin puslu zirvesinde Nuh'un tufanına tutuldum. İbrahim'in gökteki tanrısını unutmuşum. Ne kadar...