Teşekkür ederim . Açık konuşmak gerekirse yazım kurallarına pek dikkat etmeden yazıyorum , yersiz kelimeler konusunda aynı fikirdeyim , hissettiğim şeyleri yazma konusunda sahip olduğum kelimeler bana yeterli gelmediği için bazı yerlerde yanlış kelimeler kullanabiliyorum. Tekrardan teşekkürler

Yine geldi asil karanlık.
Başımda ki ağrılardan bulursam vakit,
Sanada bakacağım sırların arkasından.
Elime üşüşen saçlarımdan duyduğum keder,
Ve şu yaşlılık olurken birbirine rakip,
Ben feci şeyler düşlemekteyim.
Alt edebilsem korkuyu ,
Ve inanabilsem yokluğuna,
Uydurabilsem evreni rastlantılara,
Düşünmek için zaman dahi aramayacağım.
Tek sıkımlık canımla , yerinde durmaz kanımla,
Toprak olacağım şu tiryaki ruhumla .
Yaya geçitlerine gömüp tenimi,
Kaldırımlara sokulacağım.
Yağmurları silip suratımdan avcumla,
Deryalara akacağım .
Beni ...

Teşekkür ederim

Tüm putlarını aldı karşına
Her biri için tek kurşun , tabancası sırtında
Elleri titredi , kimin olsa titrerdi
Yaşamaktan birer sayfası kopacak
Telaşa mahal yok , her biri için tek kurşun
Gözleriyle gözleri arasında dümdüz bir çizgi
Birbirine bakıyor putlar
Bazısı için kıyamet az sonra kopacak
Hepsi ilahlıktan olmuş , gururları yıkılmış
Tek bir kelimeye de mahal yok , biri için tek kurşun
Şu en sevimli olan en sonda dursun
Bir el ateş etti , put yere devrildi
Sonra bir el daha , bir put daha
Birkaç el daha , birkaç put daha
Putu ...

Şiirde mana bakımından bir bütünlük kuramamanızı pek tabii karşılıyorum . Çünkü şiiri yazarken aklımdan ve yüreğimden geçen şeyleri kağıda geçirdikten sonra üzerinde bir işçilikte bulunmayı pek sevmem . Yani benim kendi içimde anlamı olan dizeler acaba karşı taraf tarafından anlaşılır mı diye bir düzeltme gayesinde bulunmam . Zaten yazdığım bir şiiri üzerinden vakit geçince ve tekrar okuyunca acaba burada ne demek istemişim diye bende kararsız kalırım çünkü o an hissettiklerimi unuturum . Yorumunuz için teşekkür ederim

Saçları ne uzun ne kısa
Rüzgara dönüp de yüzünü ,
Meydan okuyor kara kışa
Elleriyle destek almakta yerden
Kalbiyse sendelemekte bugün
Ölümün kıyısına gelip geri kaçan ,
Tüm düşlerinde başka bir semtte oruç açan ,
Başı belaya müptela delikanlı
Sesinde çatlaklar var, rahatsız ediyor artık çığlıkları

Koyu gri deniz ve önünde sel gibiyken yalnızlık
Bir başına dimdik , sapasağlam
Ve sırtında bir kambur gibi şansızlık
Terk edilmek nedir?
Bu gördüğün delikanlı, terk edilmek midir?

Düzeni mutlak evrenin
Başı boş avaresi
Adımına romanlar ...

Teşekkür ederim

Teşekkürler

Teşekkür ederim. İsmet Özel in o şiirini bilmiyordum sayenizde öğrenmiş oldum

Daha yirmi dört yaşındasın
Umrumda değil ne düşündüğün ne yazdığın
Ölümle başbaşasın
Mektepler solumuş ciğerlerin kömür karası
Kalem tutan ellerinde kanlı bezler
Ve sesinde bir dostu kaybetmenin mahçupluğu
Üzerinden çok yıl geçti ve hala umrumda değil
Ne düşündüğün yada ne yazdığın
Kalbimde yıldırıcı çaresizliğinin boğucu burukluğu
İki adam bu kadar almamalıydı kapanına beni
Ölebilirdim , susabilirim hiç bilmeden seni
Artık daha iyi anlıyorum neden şiir yazar bir insan
Belki çok çaresizdir belki de seviyordur genç yaşta ölmeyi

Ömer Faruk Ayan

Katıldım

Mutlu ettiniz beni , teşekkür ederim.

Saatlerdir uyku görmedi
Karanlık ve orkideler
Şimdi tam vaktidir , küçülür gözlerinden biri
Sıcağın tahakkümündeyken civar
Beldelerin doğusundan bir rüzgar eser
Perdelerin arasından kıvrılıp kibar kibar
Hiç vermeden paniğe mahal,bedenini sarmadan telaş
Üstünde bir devlet adamında olduğu kadar itibar
Sokulacak aralarına yavaş yavaş

Vardır yaşamanında kaideleri
Pek iyi bilir her türlü yasayı
Karşısındayken gecenin başı boş taifeleri
Taşımazdı o herhangi bir türden tasayı
Alabildiğine rahat,bir ölü gibi cesur
Ve bir ölümlü kadar korkak ...

Belkide bu forumda gördüğüm en anlamlı şiir. Bazı şiirleri yazabilmek için hissetmek kafidir ancak bu şiiri yazabilmek için bir şeyler bilmek ve derinden hissetmek lazım gelir bence . Siz bir şeyler bilip derinden hissediyorsunuz . şiiri okurken sıksık "elif lam ra " ifadesini görmek bana kalırsa çok hoş ve aklınızın bir anda ilahi bir metne kayması güzel bir duygu oluşturuyor . Sizi alkışlıyor ve gönülden tebrik ediyorum

Sofestâi yazdı: 15 Ağu 2020, 23.55 Zamanla kendinize ait, şahsi bir uslüp, yazım tarzı edinirsiniz. Şiiriniz oldukça güzel, ya nice şiirlerinizi görmek dileğiyle.

Teşekkür ederim

Şiir yazmaya ilk başladığımda beyit yazarak başlamıştım . Sonra yavaş yavaş yazmaktan zevk aldığım şiir tarzı değişti ama hala epik şiirlerde yada bazı başka şiirlerde dörtlük yada beyit kullanıyorum

Yorgunluğuma veriyorum bu sefer ahmaklığı
Ama ne olur hak ver bana
Bir anda oldu zihnimin seni yeniden hatırlayışı
Ruhuma aşina notaların rehberliği
Beni aynı çam ağacının altına kadar getirdi
Aynı bahçenin aynı köşesine
Aynı acizliğin aynı merkezine oturdu bedenim
Pişmanlık duymayı bıraktığımdan beri
Artık daha sakin yüreğim
Seni özlemek fiili çoktandır arındı ızdıraptan
Zamanın tabipliğinde hissizleşti ruhum
Seni görürse bir daha terk etmeyecek tenimi mutluluktan
Ve sesimde titremeyecek heycanından
Yalnızca ufak serzenişlere ...

Teşekkür ederim açıkçası bende yorumlarınızda ki derinliğe hayran kalıyorum . Yakın tanıdıklarıma okuttuğumda şiirlerimi hepsinin bir yorumu oluyordu , kimisi beğeniyor kimisi tenkitte bulunuyordu ancak şiirden,edebiyattan anladığı cümlelerinden anlaşılan birinden güzel şeyler duymak bambaşka bir duygu .

Arkadaşlar benim karşımdakine bir şey anlatma gayesi taşımıyorum cümlesinden kastım ben şiir yazarken acaba ben bu cümleyi böyle yazarsam okuyan kimse ne demek istediğimi anlar mı diye bir endişem yok manasındadır . Elbette ki ben başka konularda yazarken karşımdakine bir mesaj verme gayretindeyim ama o konulardan biri aşk değil benim için . Bu konuda yazarken hissimi aklımda nasıl tanımlıyorsam öyle yazıyorum , anlaşılır mı diye düşünmeden

İltifatınız için teşekkür ederim. Söylemiş olduğunuz şeyde de haklısınız lakin ben şiir yazarken karşımdakine bir şey anlatma gayesi taşımıyorum . Tekrardan teşekkür ederim güzel yorumunuz için .

Ses yoktu
Çünkü düşlerinde ses olmuyordu
Basamakları hızlı hızlı atladı
Gölgeleri geçip güneşe ulaştırdı tenini
Yanına alıp arkadaşlarından birini , ilerledi
Yolun karşısı yalnızca yolun karşısı değil
Bir efsanenin son dakikası
Yalnızca bir anlık ızdırap kaldı sanmıştı
Yürüdü, yürüdü ve yürüdü
Sol tarafa bakmak ağır bir imtihandır
Bakarsa helak olacaktı
Olmadı
Kabul olmayacak bir duada
Boşuna anılmış iki isimden biriydi
Duanın kabul olmadığını anlayınca yitip gitti
İşlenmemiş günahlar bir şanstır insana
Yüzünü döndü konuştu veda ...

Yorumun için teşekkür ederim . Daha önce şiire dair bir ders almadım . Edebiyat konusunda da lise de aldığım Türk dili edebiyatı dersi dışında bir şey yok . Yazdığım şiirlerde herhangi bir şairin şiirlerini referans alarak yazmıyorum açıkçası ama yazdıklarım bir şairinkilere benziyor olabilir tabi ki . Atilla İlhan'ın şiirlerini de çokça okudum ve kalemini beğendiğim şairlerdendir . Tekrardan teşekkür ederim

Dört ağızlı yoldan sağa döndü kadın
Bir efendinin kadrajında gülümsüyor şimdi
Krem elbisesinin etekleri cümbüş cümbüş
Arkasına almış şu koca binayı bu akşam vakti
Duruşu hiçte asil değil
Yürüyüşü cezb etmez bu semtin beylerini
Yüzüne bakanlar hayrete düşmez ,
Yaratılışı görmüş gibi
Ama yine de zarif kadın
Yanına pek yakışmıyor şu karaltı
Rahatsız etti şairi olur olmadık
Erkek bu sonuçta kıskanır
Hiç mi hevesli sahneler yazmadık ?
Hem çoktur gereksiz fiillerimiz
Mesela mana bulmak her şeye
Her dizede dünyayı anlamak hevesi
Konuyu dağıtma işte ...

deneme yazdı:
> Başka şiirlerinizi de paylaşır mısınız?
Tabi ki paylaşırım

Teşekkür ederim