Gelemem sana yollarım kapalı Günahımdan ayaklarım nasırlı Sen iyisi mi git uzak dur benden Değmesin ayaklarına çakıl taşları Yaklaşamam, korkarım incitmekten İçimde yanar cehennemi ataşeler Bir nefes yeter tutuşmana, yanmana Sen iyimi yaklaşma uzak dur benden Ben bitmeyen gurbetim Sen kavuşulamayan sıla Bu dünyada yollarım kapalı sana Sen iyisi mi git uzak dur benden Benim çiçeklerim ateşte yana yana açar Senin ellerin narin, parmakların nurdan Sen iyisi mi git uzak dur benden Cennetine mani olamam Dudaklarımdan dökülür ahlar Ellerimde silinmey...

Tebrik ederim Zeynep Hanım. Şiiriniz insanı bir yolculuğa çıkarıyor ve ardı sıra sürüklüyor. Şiirde bence özgünlüğü yakalamışsınız. Lakin Halil Bey'in değerlendirmelerine kısmen ben de katılıyorum. Biraz daha üzerinde çalışılırsa ortaya daha güzel bir eserin çıkacağı kanısındayım. Şunu kendimden de biliyorum şiir bazen içinizden akar ve insan o akışa müdahale etmek istemez. Zannedersem bu şiriniz bu neviden bir şiir. Şiiriniz daim olsun.

Ben kurşundan oyunlar bilirim anne Kurşundandır bütün oyuncaklarım Bir kurşunla başlar bütün oyunlar Bir kurşun son durağıdır hayatın Mitralyöz sapanımdır, ellerimi öper Kurşunlarım taştan, menzili yüreğim kadar İsyandan kuşaklar bağlıdır göğsüme Öfkem dörtnala dolaşır kıtalar Ramallah’ta yaralıdır minareler Kubbelerde öksüz, yetimdir kuşlar Ak pak alınlar öperken secdeleri Saplanır mabedimin göğsüne kuşunlar Oysa Paris’i Eyfel Kulesi’nden New York’u Özgürlük Anıtı’ndan İstanbul’u taşından, toprağından Allı pulu denizinden, yedi tepesinden İsta...

<r><QUOTE author="halilesen" post_id="6819" time="1674862473" user_id="2"><s>[quote=halilesen post_id=6819 time=1674862473 user_id=2]</s> İlk bentteki "veda ederken gözlerin" mısraı sanki daha iyi bağlansa bence daha güzel olabilirdi. Bu yöndeki manadaki savrukluğu, lakin mübalağa edilecek kadar değil, diğer bentlerde de görmek mümkün. Benim de buradaki matematiğe benzer bir şiirim vardı. Yapmak istediğinizi anlıyorum. Bence "her şey bitti" biraz daha bir temele oturtulup derinlik verilse daha iyi olurdu. Aksini söylemek yanlış olur, okuyucuya ...

Her şey bitti
Veda ederken gözlerin
Yollar hep kapalı
Tutulmuş çıkışlar
Bulamıyorum yönümü
Sağımı, solumu

Bir gülüşüne tutundum
Bunca hayat çıkmazımda
Bunca olmazların olmazında
Düşersem kalkamam bil ki

Her şey bitti
Gidişinin ardından
Boynu bükük gözlerim
Bir kemanın telinde
Ağlamaklı hüzünlerim

Son dokunuşunu
Ellerinin sıcaklığını
Sakladım avcumun içinde
Bil ki açılmaz elim, ellere

Her şey bitti
Başlangıç, kavuşma, veda
Işık, renk, hava
Gülüşüne sarılarak
Ölürüm belki de

Seyital Baykal

Beğeni göreceli bir kavram. Sizin beğenmediğinizi bir başkası pek hala beğenebilir. Bu durum tam tersi de olabilir. Her okuyucu okuduğu eseri istediği gibi yorumlama hakkına sahiptir. Değerlendirmeleriniz için teşekkürler.

Çok teşekkür ederim.Şiiri beğenmeniz ve güzel yorumunuz beni ayrıyeten çok mutlu etti.Çok sağ olunuz.

Muharrem Hocam selamlar. Şiirinizi okurken sanki bu şiiri daha önce okumuşum gibi hissettim. Nasıl söylesem bilemiyorum. İnşallah beni yanlış anlamazsınız. Eleştiri yaparken karşı tarafı incitmekten çok korkarım. Sizin geniş bir şiir okuma alanına ve bu konuda engin bir bilgi birikimine sahip olduğunuz yazdığınız şiirlerde kendini gösteriyor. Şiirinizin kalıbı ve ifade tarzları sanki şiirinizi sınırlandırmış gibi. Bu nedenle şiirinizde duyguların etkisi belli bir nokta kalmış. Bu şiiri, siz daha iyi bilirsiniz değerli hocam alıp eski edebiyat k...

Çok teşekkür ederim Semra Hanım.Şiiri beğenmenize sevindim.

Konacakken sevda kuşu avuçlarıma Dağlarıma lapa lapa kar yağdı gülüm Bu kara baht benim alın yazım değil Bahtımı karalara boyadılar gülüm Bendim her sapan taşıyla vurulan Zalim avcıların elini tutamadım gülüm Öğütüldü mazlumlar zulmün değirmeninde Zulmün çarkına çomak sokamadık gülüm Vurulurken bir gece vakti ansızın şehirler Tatlı uykulardan uyanamadık gülüm Yetim gözler çaresiz ağladı acıdan Ağlayan gözlere mendil olamadık gülüm Ölüm provası yapılıyor her gün, her saat Biz rolümüzü, sözümüzü unuttuk gülüm Hani geçici, yalandı şu dünya Yalana ...

Teşekkür ederim Semra Hanım. Şiiri beğenmenize sevindim.

Gülmüyor yüzüm aynalarda Korkuyorum gözlerimin içine bakmaya Ruhum gerildi yine bu akşam çarmıha Sen nerede, neredesin leyla? Bir yudum suya hasretim çölünde Sorarım seni uçan kuşa, açan güle Aşk kementti boynumda kolye Yeter ki tut, tut ellerimden leyla! Yağmur yağarsa içim üşür Gülüşünle ısınır gönlüm Sensizlik çözülmez kördüğüm İpin ucu sende, sende leyla! Takvimlerden silindi yazım, kışım Akrebin kıskacında çaresizim Geçmiyor dakika, an sensiz Çarem sen, çarem sende leyla! Duvarlarda kapkara efkârım Çiçeklerde boynu bükük hüzün Ne gecem bel...

Uzun yollu, bu güzel şiir için teşekkür ederim. Sanki okumak ve sabır gerektiriyor bence bu tarz şiirler, anlamak için.

Çok teşekkür ederim. Bu şiirde söyleyişten çok aslında bir şeyler anlatmak ön planda. Haklısınız uzun yollu şiirleri okumak ve anlamak sabır gerektiriyor.

Çok teşekkür ederim siz dua ile şiirle kalın.

Teşekkür ederim sizlerin de kaleminiz daim olsun.

Kalbinin kıyısındayım
Fırtınaların var hiç dinmeyen
Çırpınıyorum çaresiz
Ah, kalbine bir tutunabilsem!

Tekinsiz suların hırçın
Bir oyana , bir bu yana savurdun
Kırıldı umudun yelkeni
Şimdi bana hangi rüzgâr yardım eder?

Sözlerim vurdu karaya
Çırpınışlar nafile, feryatlar boşa
Bir gün kalbin demir atar umuduyla
Yosun tutmuş taşlar gibi bekliyorum.

Seyital Baykal

Teşekkür ederim Semra Hanım, çok sağ olun.

Söylemekle yapmak arasında Uçurumlar arsında yaşayıp durdu insanlar Söylenmek, kirlendi yalan kokan ağızlarda Yapmak, yabanıl bir çiçek şimdi dokunulmayan Yıkıldım, tenha sokaklarda kaygısızca gülerken insanlar Ellerimin utangaç yanında sakladım pişmanlıklarımı Oysa uçurumların korkunçluğuna alışıktı Ya da bir yanılsamayla kandırılmıştı yüreğim Yıkıldım, kurarak tarlalarda yanmış gövdelerini Okşarken buğdayların serin rüzgâr Serçe parmağımdan yakalarken bir Şahan Yenilmemek için duracakken kıyama İçimde fısıltılardan bir ordu üflerken surlara Y...

Bir adam bakıyordu aynadan Karşısında kederden bir yüz Gözlerinin içinde kapkara bir efkar Saçlarına yağmış lapa lapa kar Karı sevmiyordu Kışları sapanla vuracak kadar çocuktu Sapan taşlarıyla taşa tuttu kışları Acemi bir ressam hevesiyle Karları, siyaha boyadı Bir adam bakıyordu aynadan Karşısında uçsuz bir coğrafya İçinde mutlu Âdemler, Havvalar Acıdan akan nehirler, Hüzne kürek çeken gemiler vardı. Bir adam bakıyordu aynadan Bir yüz gördü buruşturulmuş, Kırışık bir kâğıda benzeyen. Var gücüyle kâğıdı düzeltmeye çalıştı Elinde bir ütü olsaydı...

Merhaba Halil Bey, derginin isminin özbeöz Türkçe mi olması gerekiyor? Dilimize başka dillerden girmiş ancak günümüzde artık bizim olmuş kelimelerden de olabilir mi? Özellikle dilimize Arapçadan girmiş bugün yaygın olarak kullandığımız kelimelerden de olabilme ihtimali var mı? Bu arada ben de isim konusunda fikir alışverişinde bulunmak ve katkı sunmak isterim.

Hayırlı olsun Halil Bey, Şu an için aklıma gelen O Belde de halihazırda az sayıda da olsa bulunan sesli şiirler youtube kanalında paylaşılabilir. Hatta bu sesli şiirler görüntü ve içerik olarak daha da zenginleştirilebilir. Bu sesli şiirlerin sayısını artırabiliriz. Daha da önemlisi yazmış olduğumuz şiirleri bizler seslendirebiliriz.Mükünse bu şiirlere imkanlar dahilde video ve klipler çekebiliriz. Şu an için aklıma gelen bunlar. Yeni fikirler üretmek için düşünmek gerekiyor. Yeni fikirler üretmek dibeğiyle...

Güzel bir niyetle çıkmayacağımız bu yolda ben de elimden geldiğince katkı sunmak isterim Halil Bey. Lakin burada birbirimize destek olmamız çok mühim. Öncelikle çıkılan bu yolda kimlerin olacağı konusunda yola talip olan arkadaşların düşüncelerini ifade etmeleri gerekiyor. Düşüncelerini ifade eden arkadaşlarla oluşturulacak kervanla yola revan olmak ve güzel neticelere ulaşmak dileğiyle...

Bir önceki şiirlerinize sonradan çok fazla sert ve kötü bir eleştiri yaptığımı fark ettim. Bunun için affıözür dilerim. Eleştiri üslubumu daha yumuşatmalıyım. Bu şiirinizde bazı şeylerin tekrarı ve şiirin uzun bir şiir olması gayesiyle yazılması okuyucuyu sıkacağını düşünüyorum. Bu kadarı kafi. :) Kaleminize sağlık, şiiriniz daim olsun. Bu arada forum ölü bir deniz gibi görünüyor son zamanlarda. Ben de başka şeylerle de uğraştığımdan ve her girişte forumda sadece kendimin olduğunu görünce de biraz ilgisiz kaldım. Oysa buralar canlı olsa ne güz...

Ellerin açıp boynu bükük menekşe hüznüyle Göklerden haberler mi bekliyorsun Rüveyda? Ebabiller çoktan uğramaz oldu buralara Merhamet pınarları kurduğu günden bu yana Çaresizlik dağlar gibi oturmuş yüreğine Tebessüm acıyla mühürlenmiş dudaklarında Ebabiller kapatılmış paslı, kör kafeslere Taşlaşmış vicdanlarda mahbes Zümrüdü Anka Gökleri yırtarcasına uçan demirden kuşlar Ebabil değil, değil bu kuşlar Zümrüdü Anka Merhametsiz, soğuk, çirkin gövdeleri tonlarca Kanatları dev, sesleri kuklaları yırtarcasına Göklerden sicim gibi boşanarak yağan da ne...

Tebrik ederim Muharrem Bey şiiriniz daim olsun.