Nerde kaldı edebi zevk? Kimin yatağında namussuzca; Ismarlama cümlelerin serpilen tozları; Süslü kelimelerin kahpe pusuları; Ve oyunlarının düzenbazlığı. Nerde kaldı edebi zevk? İşgalci devletlerin arsızlığını giymiş, Duyguları sömürürcesine; Kalemden uzak , kelamdan fes. Yazdığını nimet sayan . Nerde kaldı edebi zevk? Kağıdın hamurunu taşa döndüren.. Timsahının tasması elinde, Gözünden akan yaşını; Riyakarlığının içinde asitle akıtan! Nerde kaldı edebi zevk? Bir anadan vuran bir yardan vuran! Kimin kursağında kaldı bu sefer ? Sözlükten seçer g...

Teşekkür ederim

Rica ederim

Gökyüzü çöküyor üzerime
Maviliğini ellerinden kaçırmış
Uçup gitmekte yeryüzüne
Ağlamaklı sesi.
Karanlık ise aç gözlü, zafer tacı elinde.
Büyük ayı,küçük ayı derken
Kutup vazgeçti bu işten.
Aldı voltasını güneye doğru;
Gözümse denizin sonsuzluğuna düştü,
Farketti martılar
Hepsi birden üzerime üşüştü.
Kargaşadan sıyrılmaklı
Ufuk çizgisini yakalama çabası
O çizgide bir garip ‘şiirim gibi
Enine değilde dikine
Dünyam tepetaklak.

BERKHAN GÜZİN

Erken mi geldi sonbahar, Bana? Dökülüyorsun içimde Yapraklar gibi... Kurudun mu içimde sen, Zamanla? Rengin solmuş çatırdıyorsun. Rüzgar sert mi esiyor artık? Ömür hızlı mı geçiyor? Gülümsemiyor kirpiklerin Onlar da bana uzak farkında mısın ? Gül yüzüne gölge düşmüş, karanlıksın Üstelik bende öyleyim Uyandır beni bu rüyadan Ruhum hasta düşüyor Çilemiyor artık yağmur Suretime. Dimağımda emsali görülmemiş Kuraklık Oysaki eylüldü Yağmalıydı yağmur,kalmalıydın sen Gelseydin çok güzel biz olurduk İstemiyorum, demişsin. Dalgasız deniz, aşksız türkü o...

Heyecan basmış herkesi doruklarında, Bu koşuşturmaların sonu yok mudur? İtişip kakışmayla bitmiyor ki vesselam,çiğnendik! Küçücük bir minibüs durağında. Sabahın körü de aynı gecenin zifiri karanlığı da; Minibüs ışıkları,insan başları başka bir şey gözükmüyor. Bir ekmek kavgası sanki sürüp gitmekte; Başlıyor aniden kapılar açıldığında. -Bre cahil! Çocuğu ezdin. -Hop birader! Kendi önünden ye. -Bre cahil! Yaşlıyı çiğnedin. -Bas ulan geri! Sana dokunan ne? 193/23 verilmiş her tenekeye bir rumuz; Nefesi dahi zor alırsın bu koltuklu kafeste. Kimi or...

Çok teşekkürler güzel yorumunuz için.

Eleştiri yapmanız daha iyi benim için.Olumlu olumsuz çok memnun olurum. @halilesen

Nen var senin bre gafil ? Elini kollunu sallar ,gezersin sokaklarımda. Gören zanneder Kudüs senindir. Toprak için ölenlerin kanı hala şakaklarında!. Dişlerin meydanda ,savaştan mı beslenirsin? Kul hakkı büyüktür ,kalmaz yanına. Bir gülmektir aldı beni boşuna heveslenirsin. Geldiğin gibi de gidersin yarına. Kutsal şehrime yakışır mı giyimin kuşamın? Şu direnişin dünyada yoktur eşi benzeri. Kenetlenen kollarımı ayırır mı bakışın? Özgürlüğüme koşarken, gör canını veren neferi. Haykırışlarımı bölemez tankın tüfeğin. İnancında yoktur bellidir duruşu...

1)Sait Faik Abasıyanık-Lüzumsuz Adam
2)Sabahaddin Ali- İçimizdeki Şeytan
3)Antoine de Saint-Exupéry-Küçük Prens
4)9.Hariciye Koğuşu-Peyami Safa
5)Mehmet Rauf-Eylül

Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.Bende sizin şiirinizi tebrik ederim.

Aşk öyle bir şeydir ki; Kimi zaman esaret, Kimi zaman da cesaret; Ama değildir hiçbir zaman lanet, Veya ihanet. Seviyorsan... Aşk öyle bir şeydir ki; Kimi zaman kölelik, hamallık. Ama böyle güzeldir aşk, Taşırsın sevdiğini ve yükünü, Sırtında. Seviyorsan... Aşk öyle bir şeydir ki; Kimi zaman zehir; Kimi zamanda usulca akan nehir... Su gibidir aşk; İçi de birdir,dışı da... Güven dediğin nedir ki? Beş harflik sözcük parçası; Güvensizlik değil,onsuzluktur zor olan; Harap da eder, viran da eder. Güveni kazanırsın; Ama önemli olan, onu kazanmaktır. ...

Gizem isminin yeri bende çok başkadır. ''Bakma uzaklardan seyrettiğime'' satırın beni çok başka yerlere aldı götürdü. Teşekkür ederim bu güzel şiiriniz için. Anılarımı tazelediğiniz için.

Şiirinizi beğendim. ''Akrep ile yelkovan neden koşuşturmaz'' zamanın geçmediğini güzel bir şekilde ifade etmişsiniz.

Benim içimde rahattır,sevgilim.
Fırtınalı denizlere karşı;
Tutku dolu,sevdalı bir tekne,
Yüzdürürüm yüreğimde...
Oturup içine birlikte;
Sonsuzluğa kürek çekeriz!

BERKHAN GÜZİN
03.07
03.12.2020

''Kısa Şiir'' olarak adlandırdığım bu şiirimi,''Sevdalı Tekne Şiiri'' olarak sizinle paylaşmak istedim.Bazen sayfalarca söylemek istediklerimizi 5-6 satıra sığdırırız. Yüreğimizdekini ise her yere sığdırmak istesek de aslında biliriz ki..
-yere göğe sığdıramayız.

Çok doğru bir ifade. Siyahı bilmek için önce beyazı, beyazı bilmek için önce siyahı bilmek gerekiyor. Her şiirimiz her şairimiz değerli. Öğrenecek çok şeyimiz var. İlginiz için teşekkür ederim.

Sabun gibi kayıp giderken;
Demir çubuklar üzerinde…
Çingen çocuğu girdi;
Kapıdan içeri,
Yamalı esvaplarıyla.
Pabuç desen, ne gezer?
Kendi desen, avare gezer.
Baya da cabbar çıktı, velet!
Elinde para torbası, diğer elinde melodikası.
Çalar da vermezsen metaliğini;
Söylenir durur sonra;
‘’Olsun başımın gözümün sadakası!’’

BERKHAN GÜZİN

Yorumunuz için teşekkür ederim.Fakat düşüncelerinize ne yazık ki katılmıyorum.Şiiri şiir yapan unsurları reddetmek olarak değil bunu bir sanat olarak görüyorum ben.Propaganda ifadenizi de doğru bulmuyorum.Ses duyurmak bir propaganda olamaz.Saf şiirleri okuyorum bu arada.Bunun haricinde divan edebiyatı, aruz üzerine eserler vb kendimi geliştiriyorum klasiklerde de.Yalnız bir akım seçmek bir çizgi üzerinde ilerlemek kötü bir şey olmasa gerek.Çünkü klasik şiir de bir seçimdir,modern şiire nazaran.Yoksa Orhan Veli, Orhan Veli olmazdı. Değil mi ?

Doğru bi tespit olmuş. İkinci yeni akımında yazdığım şiirler olsa da asıl benliğimi Garip akımında bulduğumu düşünüyorum. Orhan Veli, Melih Cevdet , Oktay Rıfat gibi.

Zamanını ayırıp şiirimi okuyup , yorumladığınız için teşekkür ediyorum.

Bir baş taşırım,afaki.
Koparın gitsin!
Ben ki...
Atayım desem,atılmaz.
Satayım desem,satılmaz.
Küçük pastaneye oturttum.
Ceviz ağacından saldalyeleri;
Antikaya yüz tutmuş masaları.
-çayım açık olsun,efendi!-
Suç işleyeyim, desem.
Giyotin yasak!

Berkhan Güzin
02.12.2020
05.32

Yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sizin de yüreklerinize sağlık..

Yürüyorum sokakta usulca sessiz. Geceden mi benden mi bu karanlık? Saat şu an gösteriyor sensiz. Gidiyorum ne zaman yükselecek bu aydınlık? Adımlarım sayılıyor tek tek; Neden yerde sürünüyor hayallerim. Toplayıp almak istiyorum bir tek; Gidesi var şimdi bekleyişlerimin. Yürüyorum sokakta zaten yanım boş! Beklesem sanki gelecek mi kendisi. Lambayı söndürme usta! Işık kalsın loş. Gözüm seçemiyor, belki onlardan birisi. Adımlarım sayılıyor artık ağır ağır; Evler gözlerimin önünde. Sesim çığlık ama insanlar sağır! Çırpındık boş bir hayal içinde. Sa...

Sen İzmir gibisin... Güneş ışıklarının ilk merhabayı yolladığı; Kordon sahili. Ya da gemilerin denizle seviştiği o an; Şehvetli çırpınışlar, martı haykırışları! Sen İzmir gibisin... Gözlerimin aradığı büyükçe yelkovan; Sessizleşen çark sesleri; İnsan kalabalığı,anlık fotoğraflar. Ve gösterişli saat kulesisin! Sen İzmir gibisin... Karşıyaka kadar özgürsün mesela; Kordon kadar özel; Alsancak kadar eğlencelisin; Kemeraltı kadar hengameli; Ama bostanlı kadar da duru. Sen İzmir gibisin... Kelimelerin anlatmaya yeltenemeyeceği; Ayaklarımın basmasını ...

Teşekkürlerimi sunuyorum güzel ve etkileyici düşünceleriniz için hocam.Ege Üniversitesinde Türkçe Öğretmenliği bölümü öğrencisiyim.Hissettirebildiysem bunu ne mutlu bana ve yorumlarınız için ne mutlu varlığınıza.