Her Osman'ın kendine göre bir bahanesi vardır, bu yüzden üzerlerine alınacaklarını düşünmüyorum Aselin hanım. Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim. Güzel günler diliyorum

Estağfurullah eleştiri değil nacizane tavsiye:) kaleminiz kavî olsun

Merhaba Mehmet Bey
Şiirinde bazı imgeler oldukça güzel. Örn; sessiz yosunlu bir gemi yalnızlık..
Şiir kurgusu içinde aynı kelimelerin tekrarı azalırsa farklı kelimelerle zenginleşir ve daha akıcı olur. Tebrik ediyor başarılar diliyorum

Daha yalın bir dille taşlamak istedim Osman'ı. Belki Osmanlara da kendini savunma hakkı tanımış oldum, bilemiyorum:)
Teşekkür ederim nezaketiniz için. Güzellikler bulsun sizi

Nezaketiniz için teşekkür ederim Şule hanım. Kıymetli yüreğiniz var olsun

Estağfurullah, şiiri sunarken amaç tam olarak şiirde bulunan imlâ ve anlam hatalarının tespit edilmesi değil mi zaten?
Klavye otomatik düzeltme yaparken ki ekini genelde ayırıyor. Çelişkde kalmamın sebeplerinden biri de bu olabilir. Fakat de ekini neden ayrı yazmışım ona ben de anlam veremedim.
Katkılarınız için teşekkür ederim

Bahsettiğim cümlede ki ayrı yazıldığında anlam değişmesi oluyor. Evet bitişik olması gerekirdi ben bunu bariz bir şekilde gözden kaçırdım. Teşekkürler Halil bey

Gecenin koynunda ki masallar cümlesinde ayrı olan ki,
-ayrı yazıldığında anlam düşmesi olmuyorsa ayrı yazılmalıdır- kuralına göre yazıldığı için çelişki oluşturuyor. Aslına bakarsanız bu konuda ben de çelişkide kaldım.
Değerlendirmeniz için teşekkür ederim

Teşekkür ederim Kenan bey, varolunuz

Hayır ahır anlamında değil.
Bütün anlamında kullandım. Ekmeğin bütünü gibi.

Ey yar kısmı kafiye olarak kullanıldığında uygun bir redifle şahane bir şiir çıkacağını düşünüyorum..şiirin kafiyesi bazı kıtalarda cümle aralarına serpiştirilmiş bu da farklı bir okuyuş oldu benim için. Sadece akıcılıkta dil tekrarlayan sözcüklerde takılıyor.
Al canımı, elimi, unumu un ufak eyle, burası şahane ama unumu yerine ruhumu desek imge yoğunluğu daha içten yansır diye düşünüyorum.
Kaleminize sağlık Şule hanım

Teşekkür ederim Kenan bey.
Bibi, evet Sivas yöresine ait:)

Aman ses etme paşam işkillenmesin kimse Abu'nun diz dibine çöküp sinesin Osman Sağır sultan da susar muradın böyle ise Taş attığın kuyuya ipsiz inesin Osman Kaş çatardın günlerce dünür gelen erkeğe Gelseydin, gücün de mi yetmedi bir çeyreğe Sözün gibi küflenmiş sofrandaki ekmeğe Üç gün yakıp kavuran isot banasın Osman Güneş kurak tarlayı alev gibi kaplarken Su verirdim bıkmadan çoluk çocuk hoplarken Şimdi yalnız başına ekinleri toplarken Kızarmış piliç gibi pişip yanasın Osman Şu bibimin Neriman beşinciyi doğurdu Azıcık bekle dedin bak saçlarım...

Belki biz kötü değildik sadece olması gereken zamanda olması gereken şekildeydik.
The Goldfinch

Sınavlarda öğrenci eleme mantığı olarak düşünüyorum bu teferruatları zira mantık olarak ele aldığımızda malesef kendi içinde çelişen kurallar olarak karşımıza çıkıyor. Üzgünüm ve çaresizim

TDK her yıl kelimeler üzerinde güncelleme yapıyor. Bitişik kelimeler de +- kuralı genel itibariyle geçerli gibi görünsede yeni düzenlemelerde misliyle bu kural geçersiz oluyor.
Öncesinde kırmızı biber olarak geçerli olan kural şimdi kırmızıbiber olarak güncellendi ama sivri biber hâlâ ayrı yazılıyor.
Eskiden yeşilsoğan olarak yazılan kelimenin ise kurul tarafından yeşil soğan olarak ayrı yazılması buyurulmuş.
İkisi de bitki ikisi de renkli, aradaki fark?
Birazın ötesinde oldukça garip bir işleyiş değil mi sizce de?

Çok teşekkür ederim Şule hanım. Ziyadesiyle utandım:)
Nice şiirlere nice güzelliklere hep birlikte inşallah. Muhabbetle..

Teşekkür ederim Buse hanım çok incesiniz. Muhabbetle..

Teşekkür ederim. Kaleminiz kavi olsun

Değerse saçlarına bir nasipsizin eli Sakınıp sığındığım tenimdeki ten gider Yıkılırsa umudum kalenin burcu gibi Savaş biter, tuğ düşer, içimdeki sen gider Her kelâmın emirdir iste vereyim candan Sende olan benimdir bu iştiyakım ondan Sır olup da gizleme gül cemâlini benden Silinir gözlerimden göğsündeki ben gider Buymuş pervanelerin yandığı ateş meğer Ateş ki her zerremde, her zerrem sana değer Yokluğuna sarılıp sensiz uyursam eğer Muhabbetle sunduğum büyülü neden gider Dökülmedi dilimde senden başka bir lisan Karıştı tüm mevsimler karla karışı...

Senin varlığınla anlam bulur Gecenin koynundaki masallar Dilinde tutsak mısralar Meydana okur bin bir türlü efsuna O çocuk kalbinden ibret alır Cemresi kendine küsmüş nice bahar Sen, dehlizlerin aşikarı.. Sen, buza meydan okuyan kırağı.. Sen, mahşer kalpli seher yeli. Sende saklı kainatın tüm güzelliği O sâfi ruhunda açılmasın tek yara Kapat gözlerini Kapat Dilrübâ Sen yitmiş gençliğimin koparılmış gülü Hangi bilinmez sokağın mahpusu o gözlerin Sesim kısık gönlüm darda Melekler senin için duada Arşı alâ titrer benimle Tut ellerimden Kaldır beni...

Merhaba Şule hanım
Kaleminizde Necip Fazıl kokusu var. Şiir daha az kelimeyle daha çok şeyi ifade edebilme yeteneği olsa da bazen ne düşündüğümüzü karşı tarafa aktarmakta yetersiz kalabiliyoruz. Ben bu kalemin efsane şiirlere imza atacağını düşünüyorum.
Huzurla kalınız

Merhaba Gülfatiş hanım.
Şiirinizdeki imgeler çok güzel fakat kıtalar halinde yazıldığı için hece ölçüsü olduğunu düşündüm fakat mısralar hece kalıplarından tamamen uzak ve kafiyeler hece şiirleri için uyumsuz. Serbest şiir olduğunu düşünüyorum. Aydınlatırsanız sevinirim.
Başarılar diliyorum nice şiirlere

Teşekkür ederim Halil bey, her daim huzurla kalınız

Merhaba
Şiirin tüm nezaketi ile hepinizi selamlıyor ve tüm acemiliğimi kuşanarak aranıza katılmaktan mutlu olduğumu belirtmek istiyorum
Hepinize iyi geceler ve iyi forumlar dilerim
Derin