Ben yazarken şöyle oluyor, özellikle bir konuda yazmak istediğimde... O konuyu o şeyi içimde hissediyorum. Bir nokta gibi düşüyor yüreğime, başlı başına bir nokta. Yapayalnız ama sağa sola genişleyip büyümeye elverişli bir nokta. O nokta önce içimde kendini çok yalnız hisseder. O zaman ben de yalnız hissederim kendimi, kendimi en yalnız hissettiğim andır o an. Ben hayat sahnesindeyim, bir nokta gibi düşmüşüm bir yerlere, varlık sahasına çıkmışım, yokluğu o zaman bilmişim varlığın eşiğinde, o eşiğe ayağımı koyduğum an gelmişim dünyaya ve benim ...

İnsanın içinde ne olduğunu bilemediği bazı şeyler oluyor. Kendi içine doğru bir yolculuk yapıp inebildiğince derinlere inince ve bu esnada bittabi içerlerde dikkatini teksif edince, o ne idüğü belirsiz şeylerin, bazen dile gelmesi zor hisler olduğunu görüyor. Kaf Dağı'nın ardındaki zümrüd-ü anka misal dünya yüzünde olup olmadığı bile bilinemeyen kayıp bir hazine size. Adı dillerde gezdiğine göre, kayıptan öte, böyle bir şey yok demek muhal. İnsan derinlere inince o ne idüğünü bilemediği şeylerle haşır neşir oluyor bir zaman; kuzucağımın ...

Müteveffa Mina Urgan Hanımefendi'nin bir sözü var, sözü diyorum, yani yazısından, kitabından bir bölüm, bir cümle; şöyle diyor, sevdiğim işi yapıyorum - okumak okutmak öğretmek - şaşıyorum bir de bana para veriyorlar....

İlk okuduğumda çok ilgimi çekmişti, bence de öyle, ben okumak yazmak, öğrenip öğretmek üstüne bir iş yapmak isterim; bunu o kadar çok sever ve isterim ki fahri yapmayı göze alırım; zaten hayatta en iyi, en severek yaptıklarım okumak yazmak üstüne olanlardır, bundan bir de para kazandığınızı düşünün, muhteşem olur muydu, olurdu ...

Hoş geldiniz Nurcan Hanım iyi forumlar dilerim.

Bir çırpıda çözdüm zaman üstü bilmeceyi
Zor hayata nasıl dayanılır kavradım
Çözülen bir bilmecenin sevincini yaşamayı
Sevinç yaşamak nasıl olurmuş yaşayarak anladım

Yalnız ne ağladım bu uğurda bilseniz ne ağladım
Yasak oldu uykularım elimi kolumu bağladım
Bir bilmecenin çözümüne mi endekslidir bu hayat
Bilmecenin çözümü nasıl olurmuş yaşayarak kavradım

Meğer uzun hayattan böyle korkulmaz imiş
Ve sevilirse bir uzun hayat o da böyle
Bir çırpıda çözdüm zaman ötesi bilmeceyi
Mutluluğa bari benzeyen şey bu imiş

Ejderha yuttuğu uykularımı çıkardı ...

Ben Evrenin Askerleri ile karşılaşmak istemezdim küçüklüğümden beri, iyi ki bu sadece bir film ve gerçek hayatta yoklar derdim, vecizini sayma, her halde aynı sayılır.

Bayılırım Virane Evlerin Ahşap Pencerelerine...
Ama bunlardan ne kadar kaldı ki...

Doğduğum gün gelmişsiniz hoş gelmişsiniz safa getirmişsiniz...

Bir yağmur damlası düşer yere
Fezanın imbiğinden süzülüp
Damlacıklardan oluşur dere
Sanırsın yâr zülfüdür çözülüp

Sema ağlar demem gönlüm ağlar
Feza bülbülce şakır bu demde
Su, köprü, semayı yere bağlar
Köprünün ayakları gövdemde

Yağmurla yürümek hüzün verir
Yürürsün damlalarla yan yana
Yüreğinde bir yaprak göverir
Damlalar... Yalnızlık da ney ama

Yazdı, yağmuru beklemezdik biz
O sürpriz konuklar gibi geldi
Dedi ki niye beklemediniz
Farz ediniz bu gelen eceldi

Ansızın bir yaprak düşer yere
Yerin yuttuğu kaçıncı yaprak
Olur gümrah gözyaşları ...

İşte bunu bekliyordum, elinize sağlık, iyi yazmalar iyi forumlar.

Yazmasam çıldıracaktım demiş Sait Faik... Başlarda ne demek istemiş ki derken bizimki de öyle oldu aynen de ne demek istediğini anlayıverdik... Bir de hikâye yazmak beni yorar enerjimi bitirir genellikle şiir yazmak enerji verir... Ben enerji dolmak için şiir yazarım...

Şiire benzemeyen şiir ifadesine gayet tabiidir ki katılmazsınız anlıyorum ancak kastettiğim farklı bir şeydi bu arada Jojo Moyes'ten bir kitap da ben okumuştum adı lazım değil ve bence serbest şiir yazabilmek için Süleymaniye'de Bayram Sabahı'nı iyice sentezlemelisiniz iyi forumlar.

Senden önce Will gibiydim
Senden sonra Mecnun oldum ben demişsiniz...

Will bana Gölgelerin Efendisi serisini çağrıştırdı neredeyse bir solukta çok severek okumuştum ilk on iki cildini birden sizin kastettiğiniz anlam neydi bilmiyorum ama...

Ayrıca, serbest şiir yazmış olmanıza sevindim aslında onlar yani "şiire benzemeyen şiirlerdir bize şiiri sevdirenler", şöyle, a bu şiir mi, nasıl şiir böyle dedirten...

Fazla da benzemiyor serbest şiire ha onu da söyleyeyim...

Ayrıca, bence nostalji barındırıyor içeriğinde...

İyi ki yazmışsınız diyorum ...

Pakistan'ın Sultanpur Köyünden bir annenin altı yaşındaki dilsiz kızı Şahida'yı dilinin açılması için Hindistan'daki Emin Şah Türbesi'ne dua etmek üzere götürürken sınırda trende kızı kaybolur. - Sevginin Gücü

Hocam siz beni ne güzel görmüşsünüz
Şair bu mu dedi bana
Hayal kırıklığı yansıtır bir sesle
O zaman ilk kez şair gibi hissettim kendimi
Bilmezdim ki bir şair kendini nasıl hisseder
Şair bu mu dedi bana

Serçeler uçuştu gözlerimde
Bilinçaltım tavan yaptı
Şair bu mu dedi bana
Bir şair nasıl olmalıydı

Her gün ara vermeden üç dört saat çalışabiliyor musun dedi
Çalışmak en sevdiğim şeydi çalışabiliyorum dedim
Demek şair olmak bunu gerektirirdi
Şair bu mu dedi bana

Biz sana bir ödev verelim şimdi
Ödevi aldım kabul ettim ama onları bir daha görmedim ...

Çok güzel yazmışsınız Busenur Hanım, elinize sağlık. Şiirlerinize isim koyma süreçlerinizi merak ediyorum.

Ben güzel şiirde güzel tekrarlara bayılırım; benim şiirlerim de biraz öyledir ve severek çok beğenerek okuduğum çoğu büyük şairlerin şiirleri de öyle; mesele güzel şiirde güzel tekrar; ayrıca takdir yazmalıydınız efendim, "taktir" damıtma demektir, teşekkür ederim sevdiğim bir şiire güzel yorumunuz için şairinin eline sağlık.

Güzel olmuş elinize sağlık etkileyici bir şiir.

Dışarıdan biriymiş gibi bakın hayatınıza... Hiç Kimse Sıradan Değildir der Markus Zussak aynı adlı kitabında. Hiç bir hayatın alelade ve sıradan olmadığını biliyorum, kenara çekilip görmenizi... Dileyeceğim ama... Şiirinizi bir daha okursanız ne demek istediğimi anlarsınız, ne güzel yazmışsınız elinize sağlık.

Şiiriniz bende tatlı bir ninni intibaı uyandırdı, elinize sağlık...

Ortalık karardı Bengi-su devrinde tut elimi Leyla
Leyla hüzün hazan birbirine kavuştu bu devirde de
Akustik sistemi birbirine dayalı poyrazlı hava
Hava karardı demek de sizin lügatte ne demek Leyla

Olmaz denilen şeyleri olduran Allah'ım sana şükür
Âlemin en olmaz dediği şeyler oldu duydun mu Leyla
Ümit karanlık yorganlara sarınmıştı başını gömüp
Gömülü ölü kaldırır mı topraktan başını Leyla

Derlerse bir tan vakti balık kavağa çıktı inan Leyla
Leyla nasıl ki tuzlu balık denize karışıp gitmişti
Gitmişti ya denizlerin dibindeki karanlık sulara ...

Hocam gerçekten güzel olmuş Dr. Yankı Yazgan'ın Kalp Çarpar Beyin Böler adlı kitabını usuma getirdi, keşke bulup okumaktan öte böyle çizimlerini görebilseniz, komedi dediğinizce çok şeker, elinize sağlık.

Bizim eğlencelik Ay Battı şiiri akşam şiiri olmuş! Burası için Akşam Ay Var'ı yazmıştım, gönderemeyince de Gün Battı'yı yazdım, göndermeye uğraşıyordum.

Bana masal gibi bir havası da var gibi geliyor zaten... Sevgiyle yazıldığı besbelli...

Hüzün dolu yazmışsınız Semra hanım...