Wednesday Dizi Eleştirisi

Bu yazıda Addams Ailesi evrenine ait Tim Burton‘un yönetici ve baş yapımcı vazifesini yaptığı Netflix yapımı fantastik korku-komedi dizisi Wednesday‘in spoilersız eleştirisi ile karşınızdayım.

Kardeşi kullanılarak kendisine kötü bir şaka yapılan Wednesday, intikam için faillerin yüzdüğü havuza katil balıkları salınca cinayete teşebbüsten okuldan atılır. Ailesi onu kendilerinin de okuduğu ve sadece farklılıkları için dışlanmışların tahsil gördüğü yatılı bir okul olan Nevermore Akademisine gönderir. Gerçi sekiz on tane okul değiştirdikten sonra neden şimdi, diye soracak olabilirsiniz.

Bu arada Wednesday Addams, ailesinden gelen mizaç ile korkunç ve ürpertici şeylerden zevk alan, lakin bunun yanından daha da ileri giderek hakikaten ekrandaki tüm o renklere rağmen siyah-beyaz duran aşırı bir karakterdir. Bu sunuş ilk bölümde her seferinde dile getirildiği için bayağı gelse de devam eden bölümlerde işin komedi tarafına ayrıca hizmet etmektedir. Dahası isminin Türkçesi “çarşamba” demek; bu annesinin sevdiği bir ninniden aldığı sözdür ki aynı zamanda dizinin ilk bölümünün adıdır: “Çarşamba günü doğanlar dertli olur.”

Diğer dışlanmışlar gibi onun da kendisine has bir yeteneği vardır; henüz kontrol edemediği telepatik bir seziş ile geçmişten ve gelecekten görüler elde etmektir. Ayrıca pek çok alanda kendisinden beklenilmeyen bir şekilde yeteneklidir; editörler korkunç bulsa da roman yazar, kung fu ve tekmil dövüşleri iyi bilir, harika çello çalar ve mezar kazmakta üzerine yoktur.

Wednesday, Nevermore’a geldiğinden beri her fırsatı kaçmak için değerlendirirken bu bir hafta boyunca kendisiyle alakalı korkunç bir kehanetten, babasının eskiden beri bir cinayet şüphelisi olduğuna ve kasabada iyi niyetli olmadığı bilinen bir canavara kadar kendisini büyük sırların içinde bulur. Elbette bunlar hoşuna gider ve dizinin geri kalanı muazzam, ürpertici ve bir o kadar da sevimli olan Wednesday’in dedektifliğiyle devam eder.

Ailesinin ona göz kulak olması için yolladığı, sadece bir elden ibaret olan Şey’i tuzağa düşürerek onu zapt eder ve kendisine biat etmesini sağlar; böylece dizi boyunca onun en büyük yardımcısı olduğunu görürüz; “bir elin nesi var…” lafı burada itibarını yitiriyor. Ayrıca renkten yoksun kahramanımızın oda arkadaşının renkten parlayan biri olması da güzel bir intibak sağlıyordu.

Tüm aktör ve aktrisler fevkalade, lakin başrolün performansı mimiklerine fazla oynatmayan karakterdeki göz hareketleriyle dahi müthiş bir şekilde sergilenmekte. Ben henüz Addams Ailesi tüm yapımlarını seyretmesem de Jenna Ortega‘ın en iyilerinden bir Wednesday olduğuna şüphem yok gibidir. Hatta daha ileri giderek şunu söyleyebilirim ki bu diziden sonra yapılan her farklı Addams Ailesi uyarlaması bizlerin onu yargılamasına sebep olacaktır.

Dizi gerek atmosferiyle, gerek bu havanın desteklediği tecessüs ile izleyiciyi seyirden zevk alacağı bir raddeye taşıyor. İzlemeğe ve hakkında konuşmağa layık bir dizi. Karakterlerin bulunduğu vaziyetten dolayı fazla ergence bir beklenti olsa da o yola (en azından fazla) girmeden işleri olabildiğince belli bir seviyede tutması ise birçok unsuru gibi takdire şayan. Dilerim ki verdiği umut boşa çıkmaz ve ikinci sezonunu görürüz.

Wednesday dizisine vereceğim puan 7.7/10’dir.

Peki sizler ne düşünüyorsunuz? Diziyi seyrettiniz mi veya izlemeği düşünüyor musunuz? Nasıl buldunuz? Sizce bu tarz kaliteli Netflix dizilerine hasret kaldık mı, yoksa işin içinde harika bir ekip olduğu için mi öyle geliyor? Mesela Şey hakkında neler düşünüyorsunuz ve en sevdiğiniz sahne hangisiydi? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmında benimle paylaşmaktan geri durmayınız. Yorumlar kısmında dizi hakkında konuşmağa devam edelim.

Wednesday 2. Sezon Duyurusu Yapıldı!

Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.