Tales from the Loop / Döngü Dizisi Eleştirisi

Döngü dizisi veya orijinal ismiyle Tales from the Loop, Simon Stalenhag’un Döngü’den Hikayeler adlı kitabına dayanan bir Amazon Orijinal dizisidir.

Bazı yerlerde Black Mirror‘un Amazon versiyonu gibi bir benzetme yapılsa da Döngü dizisi tamamen farklı bir yapıya sahiptir. Bu yazıda sekiz bölümlük birinci sezonunu Amazon Prime Video‘da izleyebileceğiniz Döngü dizisini spoilersız bir şekilde inceleyeceğim.

2020 | Bilim Kurgu, Dram | 1 sezon | İzleyin: Amazon Prime Video

Başrollerde Rebecca Hall, Abby Ryder Fortson, Jonathan Pryce, Daniel Zolghadri, Duncan Joiner ve Paul Schneider gibi isimlerin yer aldığı Döngü dizisinin konusu, umumi olarak evrenin sırrınız bulmak gayesiyle yeraltındaki bir tesisi olan Döngü’yü kuran bir adamın ailesinin etrafında, bazen onlardan özerk bir şekilde ilerleyen hikayeleri anlatır.

Hatırlayanlarınız var mı bilmiyorum, çok eskiden Sihirli Ağaç isimli bir dizi vardı. Kesilen sihirli bir ağaçtan yapılan eşyaların, mesela bir kalemin sihirli güçleri vardı. Döngü dizisinde de yeraltındaki makineden meydana gelen ve eskiyip etrafa dağılan, terk edilen teknolojilerin kasaba halkını nasıl etkilediğini görmemiz bana onu hatırlattı.

Tales from the Loop / Döngü dizisi yorumum, incelemem ve eleştirim

Mümkün olduğunca iyi oyunculukların, tatmin edici sinematografinin, sizi içine çeken müziklerin ve fantastik çizimleri, onun sanat kıymetini aratmayacak şekilde, kameraya başarıyla yansıtan ve teknik açıdan iyi olan bu dizinin dile getirilen en büyük problemleri çok ağır ilerlemesidir. Belki bunu affedilebilir bulabilirsiniz. Lakin sanki sadece bir makineyi göstermek için çekilen bölümlerin mevcut olduğunu görünce istemesem bile dizini bazı bazı sığlaştığını söylemeliyim.

Döngü dizisinde diğer problemlerden biri de hikayenin bir bütün olarak merakı neticeye erdirememe, tecessüsü giderememesidir. İlk bölümde uyandırılan tecessüs, diğer bölümlerde giderilecek zannediliyor; lakin her bölüm bir yapboz parçası gibi görünmesine karşı ortada tamamlanacak bir yapbozun olmadığını anlıyoruz. Dahası yerin altındaki makine sadece biraz gizem meydana getirmek haricinde ona herhangi bir atfedilebilecek şeyin olmaması tatminsizlik meydana getiriyor. Burada iş seyircinin zihnine verilmek istenmiş olabilir. Fakat neticede her bölüm birbirinden farklı dursa da onu biraz affedebileceğimiz bir türde devam eden bir hikayeye göre, hiç yoktan az da olsa birbirleriyle alakalı olarak şekillendiğini görüyoruz.

Dahası insan düşünmeden edemiyor. Bu kadar büyük güçlere sahip ve aynı raddede büyük tehlikesi bulunan bu cihazların, makinelerin veya robotların başı boş bir şekilde oraya buraya atılmasının arkasında duran mantık nedir? Mesela zamanı durduran bir cihazı kim, neden atar? Oysa onun uğruna büyük savaşlar dahi çıkabilecek iken hangi irade onu kaybeder?

Tüm bunların yanında zevkle seyrettiğim birkaç bölümün varlığı beni sekiz bölümlük bu dizi hakkında az da olsa müspet bir şekilde düşünmeme sebep oldu. Hatta sayısı çok az da olsa bazı bölümleri tekrar seyretmek dahi söz konusu olabilir.

Şahsen o tabloları anlatır gibi ağır giden havasını ve müziğinin de sağladığı ambiyansı beğendim ve izlemekten zevk aldım. Evet, yer yer yeknesak bir hal aldığını inkar edemem. Fakat Çehov tarzı hikayelerde olduğu gibi bir sanat eserinin, bir tablonun canlandırılması ve onun hipnotize edici ağır havasını yansıtmak namına diziyi başarılı buldum. Lakin bunu seyredeceğime tablolarına baksam daha iyiydi, diyenlere de bir şey demem. Ben dizi hakkında izlenilebilir diyorum. Belki bir iki kelimelik bir ısrarda da bulunurum.

Döngü dizisine puanım: 6,9/10

Siz ne düşünüyorsunuz? Döngü dizisi gayesini yerine getiriyor mu? Döngü dizisinden ne umdunuz ve buldunuz? Sizce olmuş mu? Seyrettiniz mi veya seyretmeği düşünüyor musunuz? Prime Video içeriklerini beğeniyor musunuz? Lütfen fikirlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından paylaşmaktan geri durmayınız.

Daha fazlası için sitemize ve yine kültür sanat, fikir ve edebiyat ile alakalı paylaşım ve tartışmaların yapıldığı forumumuza mutlaka göz atın.